Motosiklete binmeden önce de beklenmedik bir veda hediyesi alıyordu. | Open Subtitles | و مباشرة قبل ان يقود بعيداً حصل على هدية فراق غير متوقعة |
Beraber geçirdikleri zamanı ebedileştirmek için bir veda hediyesi olarak görüyor bunu. | Open Subtitles | إنه يعتبرها.. هدية فراق لإحياء ذكرى أوقاتهما سوياً |
Ama sana bir veda hediyesi vermek istedim. | Open Subtitles | و لكن كان لا بد أن أعطيك هدية وداع صغيرة |
Bunun babasından gelen bir veda hediyesi olduğunu memnuniyetle söyleyeceğim. | Open Subtitles | سوف يسعدني أخباره بأن هذه هدية وداع من والده. |
Size bir veda hediyesi vermek istiyorum. | Open Subtitles | أود أن أقدم لك هدية الوداع |
bir veda hediyesi. | Open Subtitles | هدية الوداع |
Ve sevgili arkadasim icin, yeni mudurunuz... bir veda hediyesi! | Open Subtitles | واريد ان اهدي صديقي المدير الجديد هدية فراق |
Ya da sadece bir veda hediyesi. | Open Subtitles | أو من أجل هدية فراق |
Ona bir veda hediyesi aldım. | Open Subtitles | أحضرت لها هدية فراق |
John, sana bir veda hediyesi vermek istiyorum. | Open Subtitles | (جون)، لدي هدية فراق لك |
- Evet. Sana bir veda hediyesi ayarladım. | Open Subtitles | في الواقع, لقد جلبت لك هدية وداع |
Bu aileden bir veda hediyesi. | Open Subtitles | هذه هدية وداع بسيطة من عائلتي |
Sanırım artık bir veda hediyesi oldu. | Open Subtitles | أعتقد أنها أصبحت هدية وداع |
Sanırım bu bir veda hediyesi | Open Subtitles | اذا، أظن بأن هذه هدية وداع |
Yönetimden bir veda hediyesi. | Open Subtitles | هدية وداع من الإدارة. |
Ric'in sevgilisinin zulasından sana bir veda hediyesi ayarladım. | Open Subtitles | سرقت هدية وداع من مخبأ خليلة (ريك). |
bir veda hediyesi. | Open Subtitles | هدية الوداع |