"bir yöntem" - Traduction Turc en Arabe

• هذه طريقة
• إنها طريقة
• انها طريقة
• من طريقة
• هذا أسلوب
• طريقة غير
• طريقةً
• إيجاد طريقة
• إنها عملية
• هي طريقة
• هذه وسيلة
• إحدى الطرق
• طريقة مختلفة
• طريقة واحدة
• تعتبر طريقة

Ve olsa bile, bu onlara sahip olmak için yanlış bir yöntem.
وحتى لو فعلت هذه طريقة خاطئة للحصول عليهم

Çıkma teklifi için alışılmadık bir yöntem.
هذه طريقة غير معتادة للحصول على موعد غرامي

Kurbanı fark edilmeden ortadan kaldırmak için iyi bir yöntem.
إنها طريقة جيدة للتخلص من الجثة بدون ان يكشف أمرهم

Aslında sadece patlayan balonlardı. Zaman öldürmek için harika bir yöntem. Lütfen bunu aranızda dolaştırın ve bugün oynayın.
بالرغم من أنها عبارة عن فقاقيع تفقع، إنها طريقة ممتازة لقتل الوقت، لو سمحت مرروها بينكم و العبوا بها اليوم.

-İlgi çekmek için bir yöntem, değil mi?
ـ انها طريقة لجذب الإنتباه؛ أليس كذلك؟

Pekala, bu yeni bilim türümüzü teknoloji üretmek için kullanacağımız genel bir yöntem var mı?
إذن، هب أن لنا فرعا جديدا من العلم، هل من طريقة عامة لإستغلاله للحصول على التكنولوجيا؟

- Deneyimlerinize göre, alışılmadık bir yöntem midir?
نعم. وحسب خبرتك, هل هذا أسلوب غير اعتيادي؟

Paramızı arttıracağız. Çok zekice bir yöntem, kârlı.
سوف ننمي أموالنا، هذه طريقة هدية، إنه رأس المال

Başımın yarısını uyuşturdun mu? Yakınlaşmak için tuhaf bir yöntem, dostum.
هل قمت بتخديري ؟ هذه طريقة مخيفة للتعاون مع بعضنا البعض يا رجل

Hayır. Bilirsin aslında iyi bir yöntem.
لا الحقيقة هذه طريقة جيدة في القتل كما تعلم

Kendini ifade etmek için iyi bir yöntem bu.
هيه، اسمع، إنها طريقة جيدة للتعبير عن ذاتك

Güvenlik görevlileriyle tanışmak için iyi bir yöntem. Hadi gidelim.
إنها طريقة جيّدة لمقابلة شخص يعمل في مجال الأمن ، لنذهب

Knick'teki görev süreni azaltmak için mükemmel bir yöntem.
إنها طريقة مثالية لإنهاء فترتك بالمستشفى

Vücuttaki zehirli maddeleri atmak için harika bir yöntem.
انها طريقة رائعة ل... .. لازالة المواد السامة

Bir bakıma, elma turtası yapımına ilginç bir yöntem bulduk.
من ناحبة أخرى ، لقد أقتربنا من طريقة مثيرة في صناعة صلصة التفاح

Bu hayli şaibeli, rahatsız edici bir yöntem. Doğru metodu görmezden geliyorsunuz.
هذا أسلوب شديد الوطأة، لأنّكما ستتغاضيا عن المراحل التمهيديّة.

Oradaki 3 şehir onları alt etmek için ilkel bir yöntem buldu.
ثلاثة مدن صغيرة هناك وجدت طريقةً بدائية لهزيمتهم

Nefreti reddedecek ve aramızdaki ayrımı iyileştirecek bir yöntem bulabilir miyiz?
هل يمكننا إيجاد طريقة لرفض الكراهية وإيجاد حل للانفصال الموجود بيننا؟

Fakat onu komaya sokmamız gerektiği için oldukça tehlikeli bir yöntem.
إنها عملية خطيرة لأننا نحتاج وضعها بغيبوبة

Tharp'ın, tüm bu farklı projelerin bunaltıcı hâle gelmesini engellemek için kullandığı yöntem, basit bir yöntem.
‫وطريقة ثارب لمنع كل هذه المشاريع المختلفة‬ ‫من استنزاف طاقتها، هي طريقة بسيطة.‬

Dave amcam uykusunda öldü. Çok huzurlu bir yöntem.
عمى ديف مات اثناء نومه هذه وسيلة امنه لترحل

Şimdi bilgiyi gerçekten yalayıp yutmak ve onunlar birşey yapmamız için, bu yöntemlerin en azından ikisini kullanmak zorundayız, ya da duygusal bir deneyim ile birleştirerek bir yöntem kullanmak zorundayız.
الآن .. لكي يتسنى لنا هضم المعلومات .. وتحليلها من اجل فهمها واستخدامها علينا أن نفعل طريقتي تحليل من الطرق الاربعة السابقة أو ان ندمج إحدى الطرق السابقة مع تجربة عاطفية

Bu nedenle başka bir yöntem aklıma geldi; konuşmalar belirli temalar etrafında dönüyor.
وهكذا فكرت في طريقة مختلفة بالتفكير في أنه، حسنا، المحادثات تتمحور حول شعارات محددة.

Ancak bu da şu soruyu geri getiriyor: Biliminsanları tek bir yöntem kullanmazlarsa, neyin doğru, neyin yanlış olduğuna nasıl karar verecekler?
و لكن هذا يدفعنا بسؤال مقابل اذا كان العلماء لا يستخدمون طريقة واحدة فكيف يقررون ما هو الصواب و الخطأ؟

Bunun yanı sıra kurbanların ailelerine para toplamak için de iyi bir yöntem.
و أيضاً , تعتبر طريقة جيّدة لجمع المال للضحايا