Hangisi daha aşağalayıcı bilemiyorum-- oğlumun dolabında marihuana ile yakalanması mı, yoksa bunu açıklayacak adam gibi bir yalanı bile olmaması mı! | Open Subtitles | لا يمكنني أن أقرر ماذا أكثر إذلالاً حقيقة أنهم أمسكوا مخدرات في خزانة ابني أم لأنه لا يمكنه اختلاق كذبة مقنعة حتى |
Ve benim gözlerimin içine bakarak söylediğin bir yalanı savunmama izin verdin. | Open Subtitles | ولقد جعلتني أدافع عن كذبة كذبة وقد نظرتي إلى عيني وأخبرتني بها |
Büyük bir yalanı satarken bunu yaparsın, ...inanılabilir olması için gerçekle harmanlarsın. | Open Subtitles | ذلك ماتفعله عندما تقوم ببيع كذبة تقوم بجعله حقيقية لجعلها أكثر مصداقية |
Yoksa bir yalanı yaşardık ve yaşamlarımız mahvolurdu. | Open Subtitles | وأننا سنرغم على عيش كذبة وأن ذلك قد يحطم حياتنا |
Ama başlamadan önce bir yalanı yok etmek zorundayım. | Open Subtitles | لكن هذا اعتمد على كذبة قبل ان ابدأ هذه الحياه الجديدة |
bir yalanı yeteri kadar uzun süre söylersen doğru olduğuna kendin bile inanırsın. | Open Subtitles | تقول كذبة لمدة طويلة فتصدقها لتصبح حقيقة |
-Biliyor musun, Liam, bence bir yalanı açıklamak için başka bir yalan uydurur hale gelme. | Open Subtitles | قدم لي خدمة , لا توقع نفسك في وضع تقول فقط كذبة لتفسر كذبة أخرى حسناً ؟ |
Evet, gerçeği anlatabilmek için bir yalanı kullandım. | Open Subtitles | قمت بالصور التي تقول ذلك أجل لقد إستعملت كذبة لقول حقيقة |
Seni üzmek istemiyorum ama bir yalanı yaşayamam. | Open Subtitles | لا أريد أن أؤذيك. لا أستطيع أن أعيش كذبة. |
Eğer birine bir yalanı satmak istiyorsanız, sizden zorla öğrenmelerini sağlarsınız. | Open Subtitles | إن أردت أن تخبر شخصا ما كذبة عليك أن تجعلهم يسحبونها منك |
- Ama asıl yanlış olan... bir yalanı yaşamak. | Open Subtitles | لكن هناك شيء خاطئ معك تعيش كذبة من هذا القبيل |
Evet, yapalım. İşimde zaten bir yalanı yaşıyorum. Evimde de bir başka yalanı yaşayamam. | Open Subtitles | أعيش بالفعل كذبة بالعمل لا أستطيع أن أعيش كذبة بالبيت أيضا |
Hastalarımı, kendimi buna ikna etmeye çalışıyordum ama bir yalanı yaşıyordum resmen. | Open Subtitles | لـ .. لقد كنت أحاول أن أقنع مرضاي، أن أقنع نفسيّ . لكنّني كنت أعيش في كذبة |
- Her şey koca bir yalanı da içeriyorsa evet. | Open Subtitles | لقد أخبرتكم كل شيء إذاً كان كل شيء يتضمن كذبة كبيرة جداً |
Doğruysa bunu kaldırabilirim ama başka bir yalanı daha kaldıramam. | Open Subtitles | أستطيع تحمّلها إن كانت الحقيقة، لكّن لا يمكنني تحمّل كذبة أخرى. |
Ama 20 yıl boyunca SVR* için bir yalanı yaşadım. | Open Subtitles | لكنني عملت عشرون عاماً لدى المخابرات الروسيّة و أعيش في كذبة |
Baban bir yalanı yenisiyle geçiştirmiş. | Open Subtitles | وأنت تعرفين أنه كان بمقدورك وقفه؟ كل ما فعله والدك هو استبدال كذبة سخيفة بأخرى |
Senin de bildiğin gibi, iyileşme sürecindeki bir kişide minik bir yalan başka bir yalanı getirebilir. | Open Subtitles | كما تعرفين ، كشخص في مرحلة الشفاء، كذبة صغيرة تؤدي للأخري. |
O insanların önüne çıkıncaya kadar bir yalanı yaşadığımı anlamamıştım. | Open Subtitles | لم أكن أعرف حتى عدت الى هناك أمام كل هؤلاء الناس، ولكن أنا أعيش كذبة. |
Ve sürekli bir yalanı yaşayamam. | Open Subtitles | لكن مازال لدينا يومان حتى نزيل الغرز،ولا يمكننى أن أعيش فى كذبة |