"birinci sınıfta" - Traduction Turc en Arabe

    • الدرجة الأولى
        
    • بالدرجة الأولى
        
    • الصف الأول
        
    • الدرجة الاولى
        
    • في السنة الأولى
        
    • مبتدئه
        
    • درجة أولى
        
    • مستجدة
        
    • لدرجة الأولى
        
    • في درجتكَ الأولى
        
    • درجة رجال الأعمال
        
    Bu yüzden birinci sınıfta olman, seni birinci sınıf insan yapmaz. Open Subtitles كونُك في الدرجة الأولى لا يعني أنك شخص من الدرجة الأولى
    Bunlar uçakta birinci sınıfta oturan, büyük işletme patronları. TED إنهم محترفوا إدارة أعمال، ويركبون مقاعد الدرجة الأولى.
    birinci sınıfta çok insan seyahat etmez. Open Subtitles ليس كثيراً من الناس يسافرون بالدرجة الأولى
    Sadece bir tane çünkü birinci sınıfta yolculuk ediyordum... Open Subtitles واحد فقط, لأننيكنت مسافرة بالدرجة الأولى.
    birinci sınıfta sıkıldığım için sınıf atladım. Open Subtitles لقد تخطيت مرحلة دراسية لأنني أصبت بالملل في الصف الأول
    Ben iade istemiyorum, bir ay önce birinci sınıfta ayırttığım yeri istiyorum. Open Subtitles لا أريد إسترجاع المال أريد مقعد من الدرجة الاولى حيث حجزت منذ شهر
    Seni göremedik, birinci sınıfta mıydın? Open Subtitles أين كنت، لقد افتقدناك، أراهن بأنك كنت فى الدرجة الأولى
    Ama şimdi burada birinci sınıfta bir bardak şampanya, koca bir çanta dolusu para ve dünyanın en güzel kadını ile oturuyorum. Open Subtitles وها أنا, أجلس في الدرجة الأولى وبيدي كأس شمبانيا, مع حقيبة كبيرة من المال, وأجمل امرأة في العالم كله
    -Beni birinci sınıfta göndermelerini sağla. Open Subtitles متأكد من أنهم سيرسلونني الى وطني على الدرجة الأولى
    Bavulunda dağgelinciği olanlar, birinci sınıfta seks yapanlar,.. Open Subtitles وقد رأيت كل شيء. رأيت حيوانات النموس في الحقائب ممارسات غير لائقة في الدرجة الأولى
    Biz de sizi birinci sınıfta bir koltukla ödüllendirmek isteriz. Open Subtitles نريد أن نكافئك بمقعد مجاني في الدرجة الأولى
    O zamanlar, birinci sınıfta uçtuğunuzda insanlar ünlü biriyle karşılaşıp karşılaşmadığınızı sorarlardı. Open Subtitles في هذا الوقت كان من يسافر بمقاعد الدرجة الأولى كان الناس يسألونه دائماً إن قابل أحد المشاهير في رحلته
    Benim takımım değil mi.Şu andan itibaren birinci sınıfta seyehat edeceğiz! Open Subtitles ‫أخبر الفريق أننا لانسافر إلى بالدرجة الأولى
    Bir dahaki sefere birinci sınıfta gidelim, tamam mı? Open Subtitles في المرة القادمة فالنركب بالدرجة الأولى, حسنا؟
    birinci sınıfta ve ekonomik klasında birer koltuk var. Open Subtitles عندي مقعد بالدرجة الأولى وآخر بالمقاعد العامّة
    birinci sınıfta çift dikiş yaptı... çünkü annesi her gece dışarı çıkıp eğlencesine bakıyordu. Open Subtitles رسوب في الصف الأول لأن أمه تذهب بحثاً عن المرح
    birinci sınıfta çift dikiş yapmak için... ne kadar aptal olmak gerekir biliyor musunuz? Open Subtitles هل تعلم كم عليك أن تكون أحمقاً للحصول على رسوب في الصف الأول ؟
    Bunu birinci sınıfta, zengin bir adam onu alır da mutlu... bir hayat verir umuduyla bırakmışlardır. Open Subtitles إنهم تركوه فى الدرجة الاولى على أمل أن يتبناه واحد من الاثرياء ويعطيه حياة سعيدة
    birinci sınıfta, basket maçında piramidin üstünden düşmeni hatırlıyorum. Open Subtitles أتذكّر عندما سقطتِ من فوق شكل الهرم في أوّل مباريات العودة على ملعبنا، في السنة الأولى
    Yapma, o daha birinci sınıfta. Open Subtitles اوه،كاثرين. هي فقط مبتدئه.
    Bütün masraflar, birinci sınıfta yolculuk ve konaklama. Senin ve karın için. Open Subtitles كل النفقات سفر درجة أولى وسكن أنت وزوجتك
    -Reşit olmuş mu? -On yedi yaşında. Üniversite birinci sınıfta. Open Subtitles انها قاصر - مستجدة في الجامعة عندها 17 عاماً -
    Denny'yle konuştum. Gelecek ay onunla beraber buraya uçuyorsunuz. birinci sınıfta! Open Subtitles اسمعي تحدثي مع (ديني )سأطير بك معه في ا لدرجة الأولى الشهر القادم إلى هنا و سأضعك في البلازا
    Belki birinci sınıfta böyle kararlar verebilirsin ama arka tarafta kurallara uymak zorundayım. Open Subtitles ربما في درجة رجال الأعمال تتحمل أتخاذ قرارات كهذه، لكن هناك يمكنني أتباع القواعد.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus