Kız kardeşinin 19 yaşında boğulduğunu söylemişti. | Open Subtitles | لقد قالت بأن أختها قد غرقت و هي بعمر التاسعة عشرة |
Sana tüm hikayeyi anlattı mı, onun nasıl boğulduğunu? | Open Subtitles | هل أخبرك بالقصة كلها كيف غرقت كما يدعون؟ |
Küçük bir çocuğun boğulduğunu biliyor muydun? Diğer ikisinin öldürülüşünden bir sene önce. | Open Subtitles | هل عرفت أن غلام صغير غرق فى العام السابق لمقتل أولئك الاثنين؟ |
Eğer Liz'in boğulduğunu görseydim. | Open Subtitles | أذا رأيت ليز تغرق في الماء أذا رأيت ليز تغرق في الماء |
Adli tıp uzmanları, onun önce boğulduğunu... sonra boğazının soldan sağa doğru kesildiğini yazmış. | Open Subtitles | الفاحصون الطبيون أقروا أنها خنقت بحبل ثم تم قطع الحلق من اليسار لليمين |
Bebeğinin yanlışlıkla küvette boğulduğunu söyledi ama kanıtlar gösterdi ki annesi onu boğmuş. | Open Subtitles | و قالت أن طفلتها قد غرقت من غير قصد في حوض الإستحمام و كانت الأدلة تشير إلى أنها قد خنقتها |
Annesi onun bebek kız kardeşini öldürdüğünde onu küvete koyup boğulduğunu söylemişti. | Open Subtitles | أمه, عندما قتلت أخته الصغرى, وضعتها في حوض الإستحمام و إدَّعت أنها غرقت |
Kapıyı çaldım. Cevap gelmeyince boğulduğunu falan düşündüm. | Open Subtitles | لقد طرقتُ الباب، فلم يرد عليّ أحد فحسبتُ إنك غرقت أو ما شابة. |
- boğulduğunu söylediler. - Tam tetkik yapmadan bunu bilemem, tatlım. | Open Subtitles | ــ قالوا إنها غرقت ــ لن أعلم قبل فحصها بالكامل |
...nehre atlamasını istediğimizi, onun da yaptığını ve boğulduğunu söylesek ne olur? | Open Subtitles | ثم تحديناه بالقفز في النهر و فعلها, و غرق |
Ağzının etrafındaki köpük de büyük ihtimalle boğulduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | والرغوة حول فمّه تعني إنه على الأغلب غرق. |
Bir keresinde bir spor salonu kontratını iptal ettirebilmek için eşinin boğulduğunu iddia eden birine göre bize çok tepeden bakıyorsun. | Open Subtitles | أنتِ متكبرة جداً بالنسبة لامرأة ادعت يوماً أن زوجها غرق لتلغي اشتراكها بصالة التمارين |
Ben sekiz yaşındayken bir kızın boğulduğunu... | Open Subtitles | هل أخبرتك من قبل أنني رأيت فتاة و هي تغرق عندما كنت في الثامنة من عمري ؟ |
Beynin sana boğulduğunu söyleyecek ve kısmen de boğuluyor olacaksın o yüzden buna inanmaya başlayacaksın. | Open Subtitles | سينبئك دماغك بأنك تغرق وستغرق نوعاً ما لذا ستبدأ بتصديق ذلك |
O yokken boğulduğunu hissetmek gibi.. | Open Subtitles | شعور مثل أنك تغرق عندما لا تكون موجودة |
Gözlerde peteşiyal kanama ve boyun etrafında izler boğulduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | نزف حبريّ في العينين والعلامات على الرقبة تشير إلى أنّها خنقت. |
Son otopsi, Kate'in kesilmeden önce boğulduğunu da işaret ediyor. | Open Subtitles | التشريح قالوا بأن جثة كيت خنقت قبل أن تقطع. |
Nasıl acı içinde boğulduğunu gördüm ve bu beni etkiledi. | Open Subtitles | أرى كمية الخنق التي تشعرين بها و أنا أتعاطف معها |
Günümüm büyük kısmını yemek yerken boğulduğunu düşleyerek geçiriyorum. | Open Subtitles | قضيت وقتا طويلا من كل يوم اتصورك و انت تختنق بالطعام |
Bu morarmaya bakarak, boğazı sıkılarak boğulduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | هذه الرضّات هنا تُشير إلى وجود خنق. |
Hiçbir işaretin olmayışı el ile boğulduğunu akla getiriyor. | Open Subtitles | عدم وجود أيّ علامات تُشير إلى أنّه خُنق بواسطة اليد. |
İnsanlara karnaval çalışanı bir erkek arkadaşım olduğunu söyleyemiyorsam, onlara... karnaval çalışanı erkek arkadaşımın boğulduğunu da söyleyemem demektir. | Open Subtitles | لم أستطع إخبار الناس أنه كان لدي صديق من عمال " كارني " صديق غارق كان عليك أن تخبريني |
Fosiller, çoğunun boğulduğunu göstermiştir. Yaygın mevsimlik seller sonucu. | Open Subtitles | أوحت لنا الأحفورة بأنَّ هذا كان غرقاً جماعيـّاً نتج عن الفيضان الموسمي واسع الإنتشار |
Chip Rosatti'nin orada boğulduğunu ve senin örtbas etmeye çalıştığını biliyoruz. | Open Subtitles | نَعْرفُ رقاقةَ Rosatti غَرقَ هناك وأنت حاولتَ تَغْطيته. |
Ama bebekle karısının önce boğulduğunu gösteren kanıtlar var. | Open Subtitles | رغم أن هناك أدلة تشير أن زوجته وأطفاله خنقوا أولاً. |