Boş vaktinde ne yaptığın beni ilgilendirmez, yeter ki benden popona vurmamı isteme. | Open Subtitles | مهما تفعله في وقت فراغك هذا يخصك طالما لا تسألني لأضربك، فسنكون بخير |
Boş vaktinde başka bir yerde olmayı tercih edersin. | Open Subtitles | أنا أفكر أنّك سترغب في التواجد في مكان آخر بدلا من هذا في وقت فراغك. |
Gazete küpürümü sana bırakıyorum. Boş vaktinde incelersin. | Open Subtitles | هاك, سأترك لك نسخة لتتصفحيها في وقت فراغك |
Boş vaktinde yapmak istediği tek şey bira yapıp şişelemek. | Open Subtitles | كل ما يفعله في وقت فراغه صنع زجاجات شعير |
Tamam, bak. Sörf yapmak istiyorsan, Boş vaktinde yap. | Open Subtitles | حسناً , اذا اردت ركوب الامواج اذا افعلها في وقتك الخاص |
Boş vaktinde gidip peri masalları oku. | Open Subtitles | أنا أقول لك أن تذهب لقراءة بعض القصص الخيالية في وقت فراغك. |
Ya da Boş vaktinde her ne yapıyorsan. - Birkaç haftacık daha. | Open Subtitles | أو ذلك الذي تفعلينه في وقت فراغك |
Beni bir düşün, Boş vaktinde yardım ettiğin insanlar gibi problemi olan çaresiz bir adamım. | Open Subtitles | [لقد كنت أراقب سير مهنتك في [ميامي فقط تخيل أنني واحد من أولائك الناس الذين تساعدهم في وقت فراغك |
Sen yine de listeyi al. Boş vaktinde bir göz atarsın. | Open Subtitles | . فقط خذ قائمتي . اطلع عليها وقت فراغك |
Boş vaktinde cidden bunu mu yapıyorsun? | Open Subtitles | أهذا ما تفعلينه حقاً في وقت فراغك ؟ |
Boş vaktinde ne yapacağı onun bileceği bir iş. | Open Subtitles | ما يفعله فى وقت فراغه هو من شأنه الخاص |
Başka bir deyişle kardeşinin katilini kendi Boş vaktinde bul diyorsun. | Open Subtitles | تقصد بمعنى آخر: اعثر على قاتل أخيك في وقتك الخاص , صحيح ؟ (دوار" يمزّق المدينة إربًا يا (ديجل" |
Harris! Boş vaktinde flört edersin. | Open Subtitles | (هاريس) , يمكنك أن تغازل في وقتك الخاص |