Güneş nasıl o boş ve tepkisiz uzay boyunca uzanıp, etki ediyor? | TED | كيف لتأثير الشمس أن يصل بعيدا، عبر فضاء فارغ و خال، ليطبع تأثيره هناك؟ |
Ama boş ve bizim de bir hikayemiz var. Ve şimdi onu anlatma zamanı. | Open Subtitles | و لكنه فارغ, و لدينا قصة، و حان الوقت لقصها. |
Bu yerin yarısı boş ve tam kahvaltı saatindeyiz. | Open Subtitles | أعني هذا المكان نصفه فارغ و نحن فى ذروة الافطار |
Bir insanın fani hayatını dikkatle incelersen bu dünyadaki her şey boş ve anlamsız. | Open Subtitles | يعيش الإنسان كعابر سبيل كل شيء في هذه الدنيا عقيم وفارغ |
boş ve iğrenç bir mecburiyettir. | Open Subtitles | إنه إجبار قبيح وفارغ |
Çünkü delkanlı, kullandığın kelimeler yaşlı kadınlarınki gibi boş ve anlamsız. | Open Subtitles | السبب، ايها الصبي، لان كلماتك وضيعه وغير متزن كإمرأة عجوزه |
Çünkü delkanlı, kullandığın kelimeler yaşlı kadınlarınki gibi boş ve anlamsız. | Open Subtitles | السبب، ايها الصبي، لان كلماتك وضيعه وغير متزن كإمرأة عجوزه |
Dünya son derece boş ve sessiz bir yer gibi göründü gözüme. | Open Subtitles | لقد بدا العالم فارغ و صامت |
Oldukça büyük, boş ve iğrenç bir yer. | Open Subtitles | رائع جداً، ضخم وفارغ |
Kız kurtulur... boş... ve engin bir sahile çıkar. | Open Subtitles | وتحط على... شاطئ واسع وفارغ |
Benim ağrımıyor. Burası her zaman boş ve rüzgarlı bebeğim. | Open Subtitles | -عكسي ، دوماً متحرر وفارغ هنا |