bodrum katında çürüyüp giden iki kız var bir tanesi doğum yapmak üzere tabii önce adam onu döverek öldürmezse. | Open Subtitles | هناك فتاتين تتعفنان في القبو واحدة منهن على وشك ان تلد إن لم يقم ذلك الرجل بضربها حتى الموت أولا |
bodrum katında, bazı küvetler bulacaksınız... son zamanlarda yüksek miktarlarda... nitrogliserin yapımında kullanıldı. | Open Subtitles | في القبو ستجد أحواض أستحمام أستخدمت مؤخراً لصنع كميات كبيره من النيتروجلسرين |
bodrum katında, çok yakın zamanda yüksek miktarda nitrogliserin yapımında kullanılmış olan birkaç küvet bulacaksınız. | Open Subtitles | في القبو ستجد أحواض أستحمام أستخدمت مؤخراً لصنع كميات كبيره من النيتروجلسرين |
Veya farklı bir gelecekte, bodrum katında bir Estonyalı çocuğun? | TED | أو في جيل آخر، طفل موجود في قبو منزله في استونيا؟ |
bodrum katında tahnit odası var. Kabul salonu ve ofisler ilk katta. | Open Subtitles | لديها غرفة تحنيط في الطابق السفلي وغرف المشاهدة والمكتب في الطابق الأوّل |
Şimdi bodrum katında yaşıyorum. Tamamen özgürlük, Ahbap. | Open Subtitles | أنـا أعيشُ في القبو ، الآن الحرية الكاملة ياصديقي |
Seni karanlık bir bodrum katında oturmuş... kağıtlarla ve bilgisayar ekranlarıyla çevrili olarak hayal edebiliyorum. | Open Subtitles | أتخيلكِ وأنتِ جالسة في الغرفة المظلمة في القبو وأنت منكبة على الأوراق وشاشات الحاسوب |
Kız kardeşim var, bodrum katında kalmama izin veriyor ancak yukarı kata gelmemi istemiyor. | Open Subtitles | لديّ شقيقة، إنها تسمح لي بالبقاء في القبو إنها توصد الأبواب لئلا أصعد إلى الأعلى |
Evet, tek söylenmesi gereken Nexus'un bodrum katında olduğu. | Open Subtitles | نعم ، لكن يجب أن تقال قرب النيكزس في القبو |
Ama bodrum katında olduğunu. Bu kadar uzaklardan empati mi? | Open Subtitles | لكنه في القبو هل يمكنك الإستشعار عن بعد ؟ |
Nişanlın ve kasetler, Elek Caddesi 10 numarada, bodrum katında. | Open Subtitles | ستجدينه مع الاشرطة في شارع رقم 10 في القبو |
O iğneyi vurulduktan sonra, bodrum katında bir odaya gitti. | Open Subtitles | بعد إعطائها الحقنة توجهت إلى غرفة موجودة في القبو |
Eski eşimle ilk evlendiğimizde bodrum katında kalıyorduk. | Open Subtitles | عندما تزوّجت لأوّل مرّة مع زوجتي السابقة، عشنا في القبو |
Bir gece Bay Jameson, kilisenin bodrum katında renkli saydamlar gösterdi. | Open Subtitles | ثم في ليلة ما عرض السيد جيمسون صوراً ملونة في قبو الكنيسة |
Bu trajedinin, binanın bodrum katında itfaiyeciler alevleri söndürmeye çalışırken meydana geldiği öğrenildi. | Open Subtitles | المأساة وقعت في قبو المبنى وقد حاول رجال الأطفاء |
32 yaşında, bodrum katında çalışan bir Bilgi İşlemciyim. | Open Subtitles | أنا تقنيّ معلوماتيّة في الـ 32 من عمري وأعمل في قبو |
Önümüzdeki 24 saat için senin bodrum katında ki bir sandığa kilitleyemez miyiz? | Open Subtitles | ألا يمكن أن نغلق عليه في صندوق سيارة لمدة 24 ساعة ونضعها في الطابق السفلي الخاص بك ؟ |
İkinci bodrum katında bir tutuklu var gibi görünüyor. | Open Subtitles | ويبدو لي أن هناك شخص ما محتجز في الطابق السفلي الثاني |
Kat ve Marie yıllarca West Virginia'daki Mercer County Mahkemesi'nin bodrum katında penceresiz bir ofiste çalışıyorlar. | TED | عملاَ معًا لسنوات في مكتب بلا نوافذ. في سرداب في محكمة بمقاطعة ميرسر غرب فرجينيا. |
bodrum katında şu temizlik işimiz var. | Open Subtitles | علينا الاستمرار في تنظيف ذلك الشيء في السرداب. |
bodrum katında inşa etmekte olduğu makinenin seri numarası gibi... | Open Subtitles | مثل الرقم التسلسلي للآلة التي كان يبنيها بقبو منزله |
Tabii ki o rezil bodrum katında saklanırsın. | Open Subtitles | تختبئين بالطابق السفلي لأنكي تعلمين أنني أكرهه |
Söylemeyi unuttum, kız kardeşin eve bir arkadaşını getiriyor... yani sen bodrum katında yatacaksın. | Open Subtitles | نسيت ان اخبرك اختك ستأتي بصديقتها معها للمنزل لذا ستنام بالقبو |
Bu adam, Atticus Aldrich 1934'te üç kızını da bodrum katında öldürmüş. | Open Subtitles | هذا الرجل هو "أتيكاس الدريتش قتل بناته الثلاث فى السرداب فى عام 1934 |
bodrum katında değiliz yani. | Open Subtitles | لذا فإننا لسنا في الطابق السُفلي |