Sanırım birbirimizi daha iyi tanımak için bolca zamanımız var. | Open Subtitles | ولكنى أظن ان لدينا الكثير من الوقت لنعرف بعض اكثر |
Sanırım birbirimizi daha iyi tanımak için bolca zamanımız var. | Open Subtitles | ولكنى أظن ان لدينا الكثير من الوقت لنعرف بعض اكثر |
Eğer ki bu Gelel taşlarından bolca toplarsak, tüm dünya üzerinden savaşı silebilirim. | Open Subtitles | لو استطعنا تجميع الكثير من هذه الحجارة أستطيع دحر القتال من على الأرض |
Eğer 22 yaşımda olsaydım ve çocuk yapmak için bolca vaktim olsaydı, o zaman kesinlikle Michael'a bir şans tanırdım. | Open Subtitles | لو كان عمري 22 ولدي الكثير من الوقت لإنجاب الكثير من الأطفال , حينها بكل تأكيد سأدع مايكل يحضى بهم |
Bir yerde bu bombanın neyden yaratıldığı yazıyor mu? bolca baryo... | Open Subtitles | هل مذكور في أي مكان أن القنبلة تصنع الكثير من غير |
Bu masaya çakılı kalmak bana, düşünecek bolca zaman sağladı. | Open Subtitles | الجلوس على ذلك المكتب أتاح لي الكثير من الوقت لأفكر |
Buna rağmen, bolca Sardalya hayatta kalır. Böylece yaşam devam eder. | Open Subtitles | وَ لكنّ الكثير من أسماك السّردين ستنجو، وَ هكذا تستمرّ الحياة |
bolca zamanları ve cep telefonları olan bir sürü yaşlı insan bulmuş. | Open Subtitles | وجدت الكثير من الناس و معهم الوقت و الهواتف النقاله في ايديهم |
İnsanları bir fikir altında toplamak için bolca baskı yapmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | استغرق الامر الكثير من لي الاذرعة , من جهتي لجمع الاشخاص للمجيء |
Deniz Aslanı üreme mevsiminin sonlarında bolca uygulama şansları oluyor. | Open Subtitles | في نهاية موسم توالد الفقمات, يحصلون على الكثير من التدريبات. |
Tüm duyduğum "Ah" veya "Hayır"dı, sonrasında silah sesi gelene kadar bolca haykırış. | Open Subtitles | كل ما سمعته كان اوه أولا لا ثم الكثير من الصراخ والصياح حتى |
Kendim ve teşkilat hakkında düşüneceğim bolca zamanım oldu ve farkettim ki duygusal bağlar olduğu sürece bu işi yapamam. | Open Subtitles | كان لدي الكثير من الوقت لأفكر بنفسي والوكالة وأدركت أنني لا أستطيع أن أفعل هذا العمل الذي لديه ارتباط بالعواطف |
Bu sana daha sonra ne yapacağına dair bolca zaman kazandırır. | Open Subtitles | هذا سوفّر لك الكثير من الوقت لتقرّر ما ستفعله المرة المقبلة |
Seni temin ederim, striptizciler bolca gülümsemeni ve New York'u unutmanı sağlayabilir. | Open Subtitles | ويمكنني أن أضمن لكِ بأن راقصو العراة سوف يمنحوا الكثير من الإبتسامات |
Bir sonraki bunalımın gelmeden önce umarım bolca iyi vakit geçirirsin. | Open Subtitles | حسنا، اتمنى ان يكون لديك الكثير من الوقت قبل نوبتك التاليه |
Bizim de bu sıkıntılı dünyada bolca güneş ışığına ihtiyacımız var. | TED | و نحن بحاجة إلى الكثير من ضوء الشمس في هذا العالم المضطرب. |
Çünkü kliniğin paraya ihtiyacı var ve sen de bolca vereceksin. | Open Subtitles | لأن العيادة تحتاج مالاَ وستعطينا الكثير منه |
Önce işesem olmaz mı? Cennette işemek için bolca zamanın olacak. | Open Subtitles | سوف يكون لك كثير من الوقت لتبول في الجنة |
Biz çok mesai yaparız ve bolca iznimiz olur. | Open Subtitles | نحن نَعمل الكثير مِنْ الوقت الإضافي و نَأْخذُ بعض الوقت |
İşte böyle, işte böyle. Bileklerine kadar bolca sür. | Open Subtitles | تلك هي ، تلك هي فلتضع الكثير منها على المعصم |
Sağlıklı dokuya dikiş attığımdan emin olmak için bolca vaktim olurdu. | Open Subtitles | وأعطي نفسي وقت وفير كي أتأكد أنني أعالج نسيج سليم |
Amerikan girişimi ateşi, ve suyu, rüzgarı güneşi ve toprağı, her şeyden bolca üretmek için bir araya getirdi. | Open Subtitles | المشروع الأمريكي استغل النار والماء والرياح والشمس والتربة لإنتاج وفرة من كل شيء |
İdeal bir yer sayılmaz biliyorum ama eşyaların için bolca alanın olacak. | Open Subtitles | أعلم أنه ليس بالمكان المثالي ولكن سيكون لديك مساحة وفيرة لتضع أثاثك |
Bir nevi sende şu bolca bulunan cesareti kullanıyorum diyelim. | Open Subtitles | دعينا فقط نقول يُمكنني استخدام بعض ما تملكينه بوفرة... جراءتك |
Merak etmeyin. Önümüzdeki günlere yetecek, bolca stoğumuz mevcuttur. | Open Subtitles | لا تقلقوا ، فهناك مخزون كبير من التموين يكفينا حتى الغد |
Tek odalı. - Okyanus kenarında, bolca güneş alıyor. | Open Subtitles | تتألّف من غرفة واحدة، وتطلّ على البحر، وتدخلها أشعة شمس وافرة |
Hapisteyken çalışacak bolca zamanın olacak. | Open Subtitles | لا تقلق، فسيكون لديك متسع من الوقت عندما تدخل السجن |
Bu, bizim burada bolca sahip olduğumuz üç şeyle gerçekleşiyor. | TED | يتم ذلك من خلال ثلاثة أشياء موجودة بكثرة عندنا. |
Çocuklar için çok geç ama beni kurtarmak için bolca zaman var. | Open Subtitles | لقد فات الاوان على بقية الشباب, لكن هناك متسع من الوقت لإنقاذي |