"borçluyum" - Traduction Turc en Arabe

• مدين
• مدينة
• ادين
• مدينٌ
• أدينُ
• أنا أدين
• أُدين
• وأدين
• مدينه
• أَدِينُ
• مديناً
• أدين بهذا
• أدين لك
• الزيارة
• مدينةٌ

Bu şartlar altında, Mösyö, size bir özür borçluyum. Bir miktar da para.
تحت هذه الظروف يا سيدي، أنا مدين لك بالاعتذار و ارجاع بقية نقودك.

Bunu bana çok görme JJ. Onlara birçok iyilik borçluyum.
لا تنسب لي هذا أنا مدين له بالعديد من المجاملات

O daima güvenebileceğim tek kişi. Ona çok şey borçluyum.
إنها الوحيدة التى يمكننى الإعتماد عليها أنا مدين لها كثيرا

Bu adama. Buradaki herkesten çok daha fazla şey borçluyum.
أنا مدينة لهذا الرجل ، أكثر من أى شخص هنا

Şimdi sana iki iyilik borçluyum. Altından kalkabilir miyim bilmiyorum.
الان ادين لك بفضلين لست متاكده ان ارد كل هذا

Çünkü sana borçluyum. Ayrıca seni bir hücrede çürümeye bırakamam.
لأنّي مدينٌ لكَ، ولم يكن بوسعي تركك في زنزانة لتتعفّن.

O bir soytarı, ama benim soytarım, ve ona borçluyum.
بل العكس ، لكنه محسوبٌ عليّ و أنا مدين له

Size çok şey borçluyum. Siz olmasanız, asla ikinci bir şansım olmazdı.
اسمعي، أنا مدين لكِ بمعروف كبير، ولمْ أكن لأحظى بفرصة ثانية لولاكِ.

Hayır, "Sana bir iyilik borçluyum" tam da bu anlama geliyor.
لا، هذا بالضبط ما تدين به حين تقول أنا مدين لك.

Hey, sana yirmi yıllık bakıcılık borçluyum ve ayrıca onları tanımayı çok isterim.
مهلا، أنا مدين لك 20 سنة لروضة الأطفال، و أحب أن أتعرف عليهم.

Seni öldürebilirim, ama benim için yaptığından dolayı sana borçluyum.
انا كنت استطيع ان اقتلك ولكني مدين لك بما فعلته لي

Bu arada, kardeş, sanırım size bir özür borçluyum.
بالمناسبة اخت سارة اني مدين لك با لآعتذار.

Çocukken ailemi kaybettim ...ve sana borçluyum.
فقدت أبوي منذ أنا كنت طفل وصباحا مدين إليك

Sana hayatımı borçluyum, sen bana hiçbir şey borçlu değilsin.
أنا مدينة لك بحياتي و أنت لا تدين لي بشيء

Ona, doğum günü sürprizini bozduğu için teşekkür borçluyum hâlâ.
ما زلت مدينة له بالشكر على إفساد مفاجأة عيد ميلادك

Ben de taşaklarına bir tekme borçluyum yani tahsil etmek istersen.
اتعلم ؟ انا ادين لك بكرة لذلك ان اردت ان تجمعها

Ben sanırım sana bir teşekkür borçluyum... beni öldürmediğin için.
حسنا، أعتقد أني ادين لك بالشكر لاجل تعلمين، عدم قتلي

Doktor bana bu gemide bir yuva verdi. Ona hayatımı borçluyum.
وأولاني الدكتور هذه المركبة موئلاً، وعلى ذلك فإنّي مدينٌ له بحياتي.

Bu beklenmedik memnuniyeti neye borçluyum?
إلى من أدينُ بهذه المفاجأة غير المُتوقعة ؟

Aksine, sizi İngiltere'ye beş parasız getirdiğim için ben size bir özür borçluyum.
على العكس, أنا أدين لكِ بأعتذار, فلقد أحضرتكِ إلى إنكلترا و أنا مفلس

Çocuklara baktığın için teşekkür ederim. Sana borçluyum.
شكراً لكِ لمجالستكِ الأطفال، أُدين لكِ حقًا

O gecenin tamamını silebilmeyi isterdim ve size bir özür borçluyum.
وأنتمى لو أستطيع أن أمحو تلك الليلة بأكملها. وأدين لكم بالاعتذار.

Kredi kartıma iki aylık maaş borçluyum.
انا مدينه بشهرين من راتبي على بطاقة الائتمان

Sanırım Weasel Phillips'e bir kasa bira borçluyum.
اظن بأنّني أَدِينُ لويسليَ فيليبس صندوق بيره بعد كل هذا

Bunu sen değiştirdin Andrew inan bana, bunun için sana borçluyum hâlâ.
موتى "هذا يغيرك , يا "أندرو صدقنى , ومازلت مديناً لك بذلك

Her şeyi çocuklarla geçirdiğim zamana borçluyum. Ayrıca yarayla da oynamadım.
أدين بهذا لعملي المجزي مع الأطفال ولست أتذمر

Ne karın ağrısı bir sınıf! Baba, sana bir özür borçluyum.
يا له من ألم في الفصل أبي أنا أدين لك باعتذار

Size de merhaba Bay Heelis. Bu ziyareti neye borçluyum?
مرحبا , سيد هيلز ما سبب هذه الزيارة السعيدة ؟

Harika hafta sonlarımı sana borçluyum.
إنني مدينةٌ لكل عطلات نهاية الأسبوع الرائعة لك.