Bombacı tapayı boruya bağlarken alet izi bırakmış. | Open Subtitles | المفجر ثبت الكبسولة على الأنبوب تاركاً خلفه علامات الأداة |
Herkes heyecanlanmıştı çünkü kendim kullanabilecektim şuradaki boruya üfleyerek. | Open Subtitles | لقد كانوا متحمسين جدا لأنني أستطيع قيادته بنفسي بالنفخ بذلك الأنبوب |
Diğer birimlere de hizmet veren aynı boruya bağlı değiller. | Open Subtitles | إنّهم ليسوا مُتصلين بنفس الأنابيب التي تُقدّم الخدمة للوحدات الأخرى. |
Geçen ay bir adam kendini tuvaletteki boruya asmıştı. | Open Subtitles | هناك رجل الشهر الماضي شنق نفسه بأنبوب في غرفه الرجال |
Bir tuşa basınca ses dalgaları üreterek belirli bir boruya sıkıştırılmış hava gönderiyor. | Open Subtitles | اضغط زراً يُرسل الهواء المضغوط إلى أنبوب محدد |
İşin en zor kısımına geliyoruz. 30 cm sonra, o boruya ulşacağız. | Open Subtitles | لقد تخطينا الجزء الصعب سنصل للماسورة بعد 18 بوصة |
Aslında bir zincir bulup seni buradaki boruya bağlamayı düşünüyorum. | Open Subtitles | أفكّر بإحضار بعض السلاسل و تقييدكِ بذاك الأنبوب هناك. |
Zinciri ve tasmasıyla sınıfa getirip tam şuradaki boruya bağlamış. | Open Subtitles | وقام بجلبه إلى الصف مقيداً برسن وقام بربطه على ذلك الأنبوب هناك |
Bu boruya üflemenizi istiyorum, dur diyene kadar devam edin. Anlaşıldı mı? | Open Subtitles | أريدكِ أن تنفخي بهذا الأنبوب وتواصلي النفخ إلى أن أوقفكِ, مفهوم؟ |
- Sizce üstümdeki boruya zıplayarak dokunabilir miyim? | Open Subtitles | هل تعتقد أنني أستطيع القفز ولمس الأنبوب في الأعلى هناك؟ |
Sonrasında bildiğim, tarih öncesi bir banyoda bir boruya zincirlendiğim... ..ve bütün gece resimlerini çektiğim adama baktığım. | Open Subtitles | .. آخر شيء أتذكره هو تلك الأنابيب ,و أننى موجود فى حمام ٍ ما أنظر إلى الشخص الذى ألتقط له الصور |
Sonra görüşürüz. - Tabii. Bizim evimizde bir daha hiç bir boruya dokunmayacaksın değil mi? | Open Subtitles | أجل، لكن ماذا لو كانت الأنابيب تالفة بالفعل؟ |
Adamı aşağıda bir boruya kelepçeledin değil mi? | Open Subtitles | ما يبشر خيراً هو عثورك عليه مكبلاً بأنبوب في أعماق المجاري، صحيح؟ |
Sonra daha küçük çaplı bir boruya oradan daha da küçük çaplı bir boruya. | Open Subtitles | وبعدها يتدفق بأنبوب طوله قدمان... ...وبعدها يتدفق بأنبوب بمقاس قدم وطول هذا الوقت وهو يندفع ببطأ... |
Kontrol vanası, suyun ana vanadan boruya aktığını gösteriyor. | Open Subtitles | أجل، إختبار المفتش للصمام يُشير أن الماء يتدفق من الصمام الرئيسي إلى أنبوب التوريد. |
40 santim sonra boruya ulaşırız. | Open Subtitles | سنصل للماسورة بعد 18 بوصة |
Sonrasında bildiğim, tarih öncesi bir banyoda bir boruya zincirlendiğim ve bütün gece resimlerini çektiğim adama baktığım. | Open Subtitles | الشيء الثاني الذي أعرفه، أنني مقيد إلى الأنبوبة في مرحاض ما قبل التاريخ في شخص التقطت له صور |
Her kim boruya sahip olur beni durdurma gücüne sahip olur. | Open Subtitles | أياً كان يمتلك ذلك البوق قادر على إيقاف قوتي. |
boruya sıkışabilir. | Open Subtitles | فمن الممكن أن تلتصق بالأنبوب |
Bu kadar umursamaz olamazsın. -Kendinizi şu boruya kelepçeleyin. | Open Subtitles | فربما لا تكترث أنت َ للأمر ــ قيدوا أنفسكم فى هذه الماسورة |
Doğru ama bu daha çok 5 santimlik bir boruya benziyor. | Open Subtitles | صحيح، لكن أعتقد هذه تبدو أكثر مثل إنّها ماسورة 2 بوصة |
boruya ulaşmak için zeminin bir kısmını kazmak zorunda kaldık. | Open Subtitles | اضطررنا أن نحفر جزءاً في الأرض للوصول للأنبوب |
...bazı kalıntıları boruya ittirdi ama her parçasını geri alacağım. | Open Subtitles | رميا بعض الأجزاء إلى خارج المجرى لكنني سأسترجع كل الأجزاء |
Tamam. Haydi gel! Onu boruya kelepçele. | Open Subtitles | وهو كذلك ، هيا اربط يده فى الانبوب |