Mir, ona benzediğini düşünmemiz için bu saçları bota yerleştirmiş. | Open Subtitles | في القارب ليجعلنا نعتقد أن هذا ما يبدو عليه شكله |
Bu her şeyi değiştirdi. Bu andan itibaren mühendisleri bota geri getiremiyordunuz. | TED | غير ذلك كل شيء. منذ ذلك الوقت، لا تستطيع أن تعيد هؤلاء المهندسين إلى القارب. |
İlk kez bota çıktığım ve küçük kamaraya bakakaldığım andaki macera hissini hiçbir zaman unutmayacağım. | TED | لن أنسى أبدا شعور المغامرة الذي انتابني عند صعودي على متن القارب وتحديقي في قمرتها الصغيرة لأول مرة. |
Şimdi, Faro hareketli, küçük bir şehir ve sahile gitmek için, onun açıkladığına göre, bir otobüs ve bir bota binmeniz gerekiyordu. | TED | الان الفارو مدينة صاخبة صغيرة وللذهاب الى الشاطئ , أوضحت كاثرين لي , عليك أن تأخذ حافلة ثم قارب لتصل الى هناك |
Yemek yapmak zorunda değilsin,bota bineriz ve biraz hamburger getirtiriz. | Open Subtitles | لستِ مضطره للطبيخ، سنذهب للقارب ونطلب بعض البرجر |
Fokla işini bitiren balinalar dikkatlerini bota veriyor. | Open Subtitles | ،وقد عالجوا أمر الفقمة تُعير الحيتان انتباهها إلى الزورق الصغير |
bota ulaşmalıyız. Çok uzakta değil. | Open Subtitles | يجب أن نصل الى القارب انه ليس بذلك البعد |
Hadi şu bota ulaşalım ve eve dönelim. | Open Subtitles | هيا لنذهب الى القارب ومن ثم نعود الى بيوتنا |
Hadi bota gidelim. Orada kararımızı veririz. | Open Subtitles | لنذهب الى القارب الآن ومن ثم سنجتمع ونقرر بشأن هذا |
Şimdi bota gidiyoruz. Sonra biter. | Open Subtitles | لذا سنذهب الى القارب وبعد ذلك فكل شيء قد انتهى |
Hadi yola çıkma zamanı geldi. bota gidiyoruz. | Open Subtitles | حسنا لقد انتهى العرض يجب ان نصل الى ذلك القارب |
bota yakın durun, ama gövdesinden uzak durun, | Open Subtitles | ابقوا قريبين من القارب لكن ابتعدوا عن الهيكل |
Eğer birini suçlayacaksan, çekici bota koyan bendim, annenin gitmesin engellemek için, ama... yüzmeye gitti. | Open Subtitles | إنك كنت تريد أن تلوم أحدا فأنا من أخذ الشاكوش في القارب لأمنع والدتك من الخروج به ولكنها عبرت سباحة بدلا من ذلك |
Hiç benzinimiz olmadan bota geri mi döneceğiz gecenin ortasında? | Open Subtitles | هل سنعود على متن قارب في وسط الليل دون أي وقود؟ |
Ama aniden, sürüden ayrılan iki kuş bota doğru iniyor. | Open Subtitles | ولكن بعد ذلك ، فجأة, عصفورين قاما بالابتعاد عن السرب, مرفرفين نزولا الى قارب. |
Kanıtlar, mahkumların şişme bota binerek kaçtığını gösteriyor. | Open Subtitles | الأدلة تُشير إلى أن السجناء قد هربوا على متن قارب قابل للنفخ |
- Evet. Onu bota çıkarmaya çalıştım, çığlık atıp bağırıyordu. | Open Subtitles | حاولت ارجاعه للقارب ، لكنه كان يصرخ بصوت عالي |
Onu burada daha fazla bekleyemeyeceğimizi söyle. O bota acilen ihtiyacımız var. | Open Subtitles | أخبريه بأنّنا لا نستطيع انتظاره هنا أكثر من ذلك نحن بحاجة للقارب بأسرع وقت ممكن |
Fakat o bota vurdu ve sola kaçırdı, sonra pat! Benim omuz da çıktı! | Open Subtitles | لكنه شغل الزورق و إنعطف إلى اليسار كالسوط و من ثم خلعت كتفي |
Bizi bu şekilde bota bağlamanız çok tehlikeli. | Open Subtitles | أتعرف؟ إنه لأمر خطر حقاً أن نقيد بالقارب بهذا الشكل؟ |
Bu iş için bir bota ihtiyacım var! | Open Subtitles | أحتاج لقارب لهذه الجلسة اللعينة. |
Ardından, bir bota binmişler ve Amerika'ya ulaşmışlar. | TED | مشوا غرب أوروبا بكاملها، وركبوا قارباً وأتوا إلى أميركا. |
- Green board, bota basınç ver. - 60'a indir. | Open Subtitles | اللوحة الخضراء، تضغط في المركب خذها إلى 60 |
Asla bir bota binmezdi asansöre, trene, tekneye, taksiye... | Open Subtitles | لم يكن يركب قاربا أو مصعد أو قطار أو سفينة أو سيارة أجرة |
Daha büyük bir bota ihtiyacımız olacak. | Open Subtitles | سنحتاج إلى مركب أكبر |