Bence dünyanın bu bölümündeki kadınlar insanların yerel ve bölgesel olarak birbirine bağlanması için kültürü önemli bir etken olarak görüyorlar. | TED | وأعتقد أن المرأة في هذا الجزء من العالم أدركت أن الثقافة هي عنصر مهم لربط الناس على حد سواء محليا وإقليميا. |
Bu erkek, sahilin bu bölümündeki bütün dişilere sahip çıkan hayvan tarafından görülüyor. | Open Subtitles | يعرف هذا الذكر انه قد تمت ملاحظته من ذكر قوي كبير والذي يسيطر على كل الإناث في هذا الجزء من الشاطئ. |
Elimizdeki parçaları birleştirdiğimizde, Ra'nın bu gezegeni galaksinin bu bölümündeki operasyonlarında üs olarak kullandığı görülüyor. | Open Subtitles | مما يمكننا جمعه سوياً رع إستخدم هذا الكوكب كقاعدة لعملياته في هذا الجزء من المجرة |
Dünyanın bu bölümündeki tek sorun, gün batımının pek uzun sürmemesi. | Open Subtitles | هذا هو الشئ الوحيد الخطأ فى هذا الجزء من العالم لا تحصل على الكثير من غروب الشمس |
Girit Tunç Devri'nin sonlarında, Akdeniz'in bu bölümündeki en önemli güçtü. | Open Subtitles | فى أواخر العصر البرونزى الكريت كانت أقوى وأهم قوة موجودة فى هذا الجزء من البحر المتوسط |
Avrupa'nın bu bölümündeki biyokütle oldukça önemliydi. | Open Subtitles | الكتلة الحيوية في هذا الجزء من أوروبا كانت مهمة جداً |