Bu gerçekten berbattı, ve,hayır, Bu bir bahane değil ve ben biliyorum. | Open Subtitles | لقد كنت في لحظات من الإضطراب ولا, هذا ليس عذرا وأعلم ذلك |
Bu bir bahane değil ama saygısızlık etmek istemiştim. | Open Subtitles | أعني, هذا ليس عذرا, حسنا؟ ولكنني لم أقصد تقليل الاحترام أو أي شيء من ذلك. |
Halimden anlaman için söylemedim, ve Bu bir bahane değil. | Open Subtitles | أنا لا أبحث عن الشفقه, أيضا هذا ليس عذرا. |
Ellis, annenle hep zor zamanlar geçirdim ama Bu bir bahane değil. | Open Subtitles | إليس، لقد كان دائماً الوقت عصيباً مع والدتك ولكن هذا ليس عذراً |
Bu bir bahane değil. 1 saate burada olmaları gerek. | Open Subtitles | هذا ليس عذراً, عليهم أن يتواجدوا هنا خلال ساعة |
Bu bir bahane değil. Hiç de ğil hem de. | Open Subtitles | لكن هذا ليس عذراً ليس عذراً على الاطلاق |
Evet, ama Bu bir bahane değil. | Open Subtitles | نعم , ولكن هذا ليس عذرا |
Bu bir bahane değil seni ölüm perisi. | Open Subtitles | هذا ليس عذرا , ياوجه الشؤم |
Tabi Bu bir bahane değil. | Open Subtitles | لكن هذا ليس عذرا |
- Hayır, hayır. Bu bir bahane değil. | Open Subtitles | لا، لا هذا ليس عذرا |
- Bu bir bahane değil. | Open Subtitles | ولكن هذا ليس عذرا. |
- Bu bir bahane değil. - Ne olmuş yani? | Open Subtitles | هذا ليس عذرا ماذا في ذلك - |
Bu bir bahane değil. | Open Subtitles | هذا ليس عذرا. |
Bu bir bahane değil. Sadece olanlar için bir açıklama. | Open Subtitles | هذا ليس عذراً, إنه مجرد تفسير لما حدث |
Bu bir bahane değil, ben de Iowa'da sadece birkaç gün bulundum. | Open Subtitles | هذا ليس عذراً كنت في ولاية "ايوا" لبضعة أيام |
- Bu bir bahane değil. Durmalıyım. | Open Subtitles | هذا ليس عذراً علي التوقف |
Bu bir bahane değil! | Open Subtitles | ! هذا ليس عذراً ! |
Bu bir bahane değil. | Open Subtitles | هذا ليس عذراً |
Bu bir bahane değil. | Open Subtitles | هذا ليس عذراً |
Bu bir bahane değil. | Open Subtitles | هذا ليس عذراً. |