Temelde, bu dağları alıp, onları denize doğru itiyorlar. | TED | فهي أساساً تحملُ تلك الجبال وتدفعُ بها تجاه البحر. |
Batı denizlerine ulaşmak için nehri takip ederek yukarılara gitmenin ve bu dağları aşmanın mümkün olmadığı kanaatindeyim. | Open Subtitles | لا استطيع ان افهم , كيف يمكن للنهر ان يطفو فوق تلك الجبال للبحر الغربي |
Onlar yürüyerek gidiyorlardı ve bu dağları ilk görüşleri gerçekten de göz korkutucu bir deneyim olmuştur. | Open Subtitles | كانوا يُسافرون سيراً على الأقدام ولا بد وأن مشهدهم الأول لهذه الجبال كان مفزعاً ولا ريب |
Onlar yürüyerek gidiyorlardı ve bu dağları ilk görüşleri gerçekten de göz korkutucu bir deneyim olmuştur. | Open Subtitles | كانوا يُسافرون سيراً على الأقدام ولا بد وأن مشهدهم الأول لهذه الجبال كان مفزعاً ولا ريب |
bu dağları geçtikten sonra bizim eyaletimize ulaşacağız. | Open Subtitles | حالما نجتاز هذا الجبل سوف نصل إلى مقاطعتنا |
bu dağları kendimden daha iyi bilirim. | Open Subtitles | أعرف هذا الجبل أفضل من معرفتي لنفسي |
Bilim insanları bu dağları aynı zamanda, çevrili oldukları ova ile onlarca milyon yıl önce ayrılmalarından dolayı, ada olarak kabul ediyorlar. | TED | خلص العلماء إلى أن هذه الجبال كانت جزرًا في وقت ما، انفصلت من الأراضي المنخفضة المحيطة بها منذ عشرات ملايين السنين. |
Toyotomi bu dağları geçip Chosun'u ele geçiremez. | Open Subtitles | عدم قدرتنا على فتح جوسون هي تلك الجبال |
Hayalimde bu dağları gördüm. | Open Subtitles | رأيت تلك الجبال في الرؤية. |
Tüm bu dağları ve bulutları inşa ettikten sonra, şimdi de volkanlar inşa ediyoruz. Çin'de. | TED | لذلك بعد بناء كل هذه الجبال والسحب، الآن نحن نبني هذه البراكين بالعودة إلى الصين. |
Bart, bu çevreyi, bu dağları en az bizim kadar iyi biliyorsun. | Open Subtitles | بارت، انت تعرف هذه البلدة، هذه الجبال مثلنا تماما |