Hepimiz kömür anlaşmasından sonra Bu hayattan çekildiğin hissine kapıldık. | Open Subtitles | جميعنا وصلنا لإحساس أنك تنحيت عن هذه الحياة بصفقة المناجم |
Benim Bu hayattan ayrılmamı çok zorlaştıracaksın. | Open Subtitles | إنك تجعلين الحصول على أجازة من هذه الحياة صعباً أبى |
"Bu hayattan ayrılmak benim için tatlı bir ümit. | Open Subtitles | ترك هذه الحياة هي بالنسبة لي احتمال قائم |
Bu hayattan ne kadar eminsem şundan da o kadar eminim ki, her şey sona erdiğinde korkacak hiçbir şeyimiz yok. | Open Subtitles | متأكّد مثلي هذه الحياة. ليس لنا شيء لخوف متى هو إنتهى. |
Ama Bu hayattan sonrasının olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | ولكنّي أظن أنّ ثمّة أمرٌ آخر يعقب تلك الحياة |
Bu hayattan bıktım. Çok boktan. | Open Subtitles | لقد أكتفيت من هذه الحياة إنها تافهه كلياً |
Beni Bu hayattan en kısa sürede kurtaracak her şeyi! | Open Subtitles | أيّ شئ لإبعادني عن هذه الحياة بأسرع ما يمكن. |
Oğlum, Bu hayattan öğrendiğim tek birş ey varsa: O da beladan uzak durmak, hiçbirşey söyleme. | Open Subtitles | بنى, لقد تعلمت أمراً واحداً فى هذه الحياة و هو لكى تبقى بعيداً عن المتاعب لا تقل شيئاً |
Bu hayattan yıllardır uzağım. Bunu biliyorsun. | Open Subtitles | لقد اعتزلت هذه الحياة منذ سنوات أنت تعرف هذا |
Bu hayattan yıllardır uzağım. Bunu biliyorsun. Biliyorum. | Open Subtitles | لقد اعتزلت هذه الحياة منذ سنوات أنت تعرف هذا |
Bu hayattan omuzlarımdaki bu yükten. | Open Subtitles | هذه الحياة هذا الحمل الذي على عاتقي يا رجل لقد سأمت منه |
Bu hayattan dışarı kuğu dalışı yapardım. | Open Subtitles | فما استقاموا لكم فاستقيموا بجعة للغوص للخروج من هذه الحياة. |
Bu hayattan iyisi yok! Maaşım devasa, bedava ayakkabı ve saatler alıyorum, ve arkadaşlarımı işe alabiliyorum. | Open Subtitles | هذه الحياة رائعة ، يمكنني جني ثروة ولديّ خزانة مليئة بالأحذية الرياضية والساعات اليدوية |
Çetedekilerin, kendi kanımdan birini, Bu hayattan uzak tutmak istememi anlamalarına izin veremezdim. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أسمح لرفقائي بمعرفة ذلك لهذا أنا أحاول أن أبعد عائلتي عن هذه الحياة |
Bu hayattan fazla adalet bekleme çünkü kötülüğün elçileri çok güçlüdür. | Open Subtitles | العدل ضئيل في هذه الحياة وقوات الشر أقوى |
Bu hayattan fazla adalet bekleme çünkü kötülüğün elçileri çok güçlüdür. | Open Subtitles | العدل ضئيل في هذه الحياة وقوات الشر أقوى |
Bu hayattan nefret ediyorsun zavallı haldesin | Open Subtitles | أعتقد أنك لا تود أن تكون هنا , أنت لا تبدو أنكَ ترغب بأن تكون هنا , أنت تبدو بحالة سيئة أنتَ تكره هذه الحياة |
Onları Bu hayattan kurtarmak için kendini sorumlu hissetmiyor musun? | Open Subtitles | ألست مسؤولاً عن تخليصهم من هذه الحياة البائسة؟ |
Bu evden, Bu hayattan kurtulmak için. | Open Subtitles | للإبتعاد عن هذا المنزل والإبتعاد عن هذه الحياة |
Bu hayattan kurtulmak istersen sana yardım edebilirim. | Open Subtitles | اذا أردتِ الخروج من تلك الحياة ، أستطيع مساعدتك |
Bu hayattan daha büyük bir adamın vedasıdır, öyle bir adam ki, onun için her şey, yani, neredeyse her şey, imkan dahilindedir, ümidi canlı tutan bir adamın vedasıdır. | TED | هذا وداع رجل كان اكبر من الحياة وداع رجل كان كل شيء تقريبا كل شيء بالنسبة له جائز وداع رجل ابقى الأمل حيا |