bu kadınların isimleri zihnimizden geçip gitti çünkü onları görebilmemiz için, hatırlamamız için ve unutmamamız için hiçbir çerçeve yok. | TED | أسماء هؤلاء النساء تسللت من خلال وعينا لأنه لا يوجد أُطر تُمكننا من رؤيتها، ولا حتى لنتذكرها، ولا للاحتفاظ بها. |
bu kadınların senin hakkındaki görüşlerini söylemesi seni utandırıyor mu? | Open Subtitles | أتشعر بأي خزي من هؤلاء النساء حيث أخبرنك بشعورهن حيالك؟ |
Niteliksel verilere bakıyordum, yani bu kadınların ortak paylaştığı, mizah, ton, ifade şekli, iletişim stili neydi? | TED | بحثت عن معلومات نوعية، عن الروح المرحة، التبرة، الصوت، طريقة التواصل، التي تتقاسمها تلك النساء. |
bu kadınların yabancı birine yardım etmesi muhtemel, ama yukarı çıkmasına izin vermeleri zor. | Open Subtitles | من المرجح أن تساعد تلك النساء غريبا لكنني أشك في أنهن سيسمحن له بالصعود للأعلى ربما يكون متطوع |
bu kadınların çoğu en başta oy hakkına karşıydı. | Open Subtitles | معظم أولئك النساء كانوا معارضات للتصويت |
Hiç adil değil. Neden her şey bu kadınların yararına olsun ki? | Open Subtitles | هذا ظلم، لماذا يحصل أولئك النسوة على كل الفوائد؟ |
bu kadınların annemden daha iyi ne yaptıklarını bilmek istedim. | Open Subtitles | الذي تتركه تلك النسوة حتى كن أفضل من امي |
bu kadınların hepsi minnettar ve gururluydu. | TED | كل واحدة من هذه النساء كانت شاكرة وفخورة. |
bu kadınların daha çok sorumluluk alması gerekiyor. | Open Subtitles | هي هؤلاء النِساءِ اللواتي يَحتاجنَ لتَحَمُّل مسؤوليةِ أكثرِ. |
bu kadınların kayıp yaşamlarına tanıklık etmek için bir araya geldik. | TED | معًا، أتينا معًا لنشهد أن هؤلاء النساء فقدن حياتهن. |
Ve bu destek bu kadınların sürekli karşlaştığı ırkçılık ve ayrımcılığa karşı kritik bir tampon görevi görüyor. | TED | ويخفف هذا الدعم بدرجة كبيرة من ضغط العنصرية والتمييز الذى يواجه هؤلاء النساء كل يوم. |
Bu süreç boyunca, sefaletlerine rağmen bu kadınların sağlıklarına ve kendilerine büyük önem verdiklerini öğrendim. | TED | وكان ما تعلمته خلال هذه التجربة أن هؤلاء النساء رغم فقرهن الشديد إلا أنهن وضعن أهمية عظيمة تجاه صحتهن ورفاهيتهن. |
bu kadınların sana nasıl baktıklarını fark etmediğimi mi sanıyorsun? | Open Subtitles | ألم تعتقد أنِ لم الاحظ كيف تنظر اليك بعض من تلك النساء |
İnsanlar bu kadınların sahtekâr olduğunu bilsin. | Open Subtitles | يمكن للناس أن تطمئن بأن تلك النساء مزيفات. |
Her şeyin nedeni kıskançlık değildir, bu kadınların söylediğinin aksine. | Open Subtitles | ، لا ينبع كل شيء من الغيرة لا يهم ما أخبروكِ به تلك النساء |
bu kadınların kimliğini tespit etmen gerekiyor. | Open Subtitles | أنا بحاجة لك لتتعرف على أولئك النساء |
- Gerçekten bu kadınların ırzına geçiyor muydun? - Hayır. | Open Subtitles | هل كنت في الحقيقة تغتصب أولئك النسوة ؟ |
Tamam, senin şu içlerini sezme olayını kenara bırakırsak bu kadınların hiçbir ortak noktası yok. | Open Subtitles | حسنًا، بجانب عمقك الروحي ذاك.. فإن تلك النسوة ليس بينها أي شيء مشترك.. |
bu kadınların fark etmeleri uzun sürmez erkeklerin birlik beraberliğini. | Open Subtitles | ما لا ينبغي أن تكون طويلة مرة واحدة هذه النساء اللواتي يدركن كيف نتحد الرجال. |
bu kadınların bir adam tarafından alınıyor yemeğe çıkarılıyor ve geceyi bir otelde geçirdikten sonra | Open Subtitles | يَقُولونَ هؤلاء النِساءِ إلتقطنَ مِن قِبل رجل مُؤكِّد، كان يتَعشّى قضى ليلة فى الفندق |
Tüm bu kadınların aynı kiliseye gittiğini mi söyleyeceksin? | Open Subtitles | أنت ستعمل يقول لي كل هذه السيدات تذهب إلى نفس الكنيسة؟ |
İşaretler, bize bu kadınların katillerinin aynı kişiler olduğunu söylüyor. Yalnızca kim olduklarını bulmamız lazım. | Open Subtitles | -يشير التوقيع أن هذه النسوة قام بقتلهم نفس القاتلين |
bu kadınların senin moralini bozmasına izin vermemelisin. | Open Subtitles | لذا لا تدعي هولاء النسوة ان يحطموا معنوياتك |
Son beş yılda bu kadınların her biri California yakasında . | Open Subtitles | خلال أخر 5 سنوات كل من هؤلاء النسوة إختفت من حديقة |