Affedersiniz Bayan Monroe. Daha önce... hiç bu kadar kötü olmamıştı. | Open Subtitles | أنا آسف، سّيدة مونرو لم يكن الأمر بهذا السوء قبل ذلك |
Eski bir şey, ama bu kadar kötü duruma geldiğini bilmiyordum. | Open Subtitles | انه مولد قديم ,و لكني لم أكن أدري انه بهذا السوء.. |
Eğer elinin bu kadar kötü olduğunu fark etseydim, serbest kalmasını sağlardım. | Open Subtitles | ،لو أدركت أن يدّه كانت بهذا السوء كنت لطلبت حكم عدم تجريم |
Xander'ın ailesini de bat mitzva'mdan beri bu kadar kötü görmemiştim. | Open Subtitles | وعائلة أكساندر , لم أرهم بمثل هذا السوء منذ حفل البات ميتزاف |
Ama trombozun bu kadar kötü olduğuna dair bir şey yazmıyordu. | Open Subtitles | ولكن لم يكن هناك أي إشارة إلى أن التخثر بهذا السوء. |
Hasta olduğunu duymuştum ama bu kadar kötü olmanı beklemiyordum. | Open Subtitles | سمعت بأنكَ مريض, ولكني لم اتوقع بأن المرض بهذا السوء. |
bu kadar kötü olmak için içinde şeytan olmalı. | Open Subtitles | يبدو ان هناك شيطان بداخلك حتى تصبحين بهذا السوء |
Eğer buna kader diyebilseydim veya bir savaş yarası benim için bu kadar kötü olmazdı. | Open Subtitles | ،لو أن ما حدث كان قدرًا ،أو حتى إصابة من حرب فلن يكون الأمر بهذا السوء |
Bence korkunçtu. Tam bir felaket. bu kadar kötü bir şey izlememiştim hiç. | Open Subtitles | ، اعتقدت أنها سيئة لا أتذكر أني رأيت شيئاً بهذا السوء |
Bir fahişenin evinde kalmak bu kadar kötü mü? | Open Subtitles | هل هو بهذا السوء أن تشارك امرأه خاطئه غرفتها |
Pekala, sana bu kadar kötü davrandıysam, neden geri geldin? | Open Subtitles | لو أني عاملتك بهذا السوء لماذا تعود إذا؟ |
Korkunçtu. bu kadar kötü oynayan birini daha önce hiç görmemiştim. | Open Subtitles | لقد كان فظيعا أنا لم أري شخصا يلعب بهذا السوء |
İlk kez, bu kadar kötü yılanbalığı yiyorum. | Open Subtitles | هذه أول مرة آكل فيها سمكة أنقليس بهذا السوء. |
Bu kadar güzel görünen bir şey nasıl bu kadar kötü olabilir? | Open Subtitles | كيف يمكن لشئ بهذا الجمال ان يكون بهذا السوء ؟ |
bu kadar kötü yazmak için uğraşmak gerek. | Open Subtitles | تشفير هايكو للمحكومين بالإعدام أعني.عليك ان تحاول ان تكتب بهذا السوء |
Bence güzel bişey bu, kimse bu kadar kötü olamaz, bu yüzden bu karakter hoşuma gitti | Open Subtitles | لا أحد يمكن أن يكون بهذا السوء ، وهذا ما يعجبني في تلك الشخصية |
bu kadar kötü bir şarkı istikrarlı insanları bile katil eder. | Open Subtitles | غير ملائمة حسناً؟ الأغاني التي بمثل هذا السوء تجعل الأشخاص المستقرين يرغبون |
Hadi ama! Olaylar bu kadar kötü olamaz. - Carson? | Open Subtitles | هيا , هيا يارجل الوضع لا يمكن أن يكون بذلك السوء |
İnsanın kardeşi için bu kadar kötü düşünebileceği aklıma gelmezdi. | Open Subtitles | إنني لم أر أبدا مثل هذا الخبث تجاه الأخ. |
Yok daha neler. Bana Çin deme. Ayrıca, Çin bu kadar kötü mal ihraç etmez. | Open Subtitles | لاتكثري الكلام ، و لا تذكري الصين بالإضافة إن الواردات الصينية ليست سيئة لهذه الدرجة |
O yanındayken bu kadar kötü. | Open Subtitles | إن حاله سيء كفاية برفقتها |
Bir gün için bu kadar kötü olay yeter. | Open Subtitles | لقد كان هناك ما يكفي من الفظاعة ليوم واحد |
Niye beni görmesi bu kadar kötü olsun ki? | Open Subtitles | لماذا يكون الأمر سيئاً للغاية لو رآني؟ |