Ve depresyon tedavi edilebilir. bu konuda bir şeyler yapmalıyız. | TED | والإكتئاب يمكن علاجه. نحن نحتاج لأن نفعل شيء حيال ذلك. |
bu konuda bir şeyler yapma gücüne sahipsiniz ve bu konuda sizlere güveniyoruz. | Open Subtitles | أنتم لديكم المقدرة على فعل شيء حيال ذلك ونحن نعتمد عليكم لتفعلوا ذلك |
Tamam, Bily yakalandı. Artık bu konuda bir şey yapamam. | Open Subtitles | حسناً بيللي لا شئ استطيع فعله حيال هذا الامر الان |
bu konuda bir şeyler yapmak için artık çok geç. | Open Subtitles | حسناً ، لقد تأخر الوقت قليلاً لفعل شيئ حيال هذا |
Bu konu hakkında bir hikaye hazırlıyoruz da acaba bu konuda bir açıklama yapmak ister misiniz? | Open Subtitles | نحن نجري تحقيقا عن هذا الموضوع و كنت اتسائل إن كنت تريد أن تعلق أو توضح الأمر |
Eski bir flörtüme bu konuda bir sone bile yazmıştım. | Open Subtitles | كتبت قصيدة ذات مرة عن هذا الموضوع لحبيبة سابقة |
Oliver kot pantolonuyla okula gittiği sabah, bu konuda bir şeyler yapabileceğimi fark ettim. | TED | في ذلك الصباح حينما غادر اوليفر للمدرسة يرتدي ذلك الجينز، أدركت أنه بإمكاني فعل شيء بخصوص هذا الأمر |
Beni dinle, hiçbir kanıt olmayabilir ama sana söylüyorum gardiyana para ödedi ve bu konuda bir şeyler yapman gerek. | Open Subtitles | ربما لن يكون هنالك أي دليل ولكني أخبرك, لقد قام بالدفع لبعض الحراس وعليك أن تفعل شيء حول ذلك |
Sadece bilmekle kalmıyor bu konuda bir şeyler de yaptı. | Open Subtitles | إنه لا يعلم فقط بل قام بفعل شيئ حيال ذلك |
Bebeğim açlıktan ölüyor ve bu konuda bir şeyler yapacağız. | Open Subtitles | طفلي يتضورون جوعا ونحن نذهب أن تفعل شيئا حيال ذلك. |
Ve birilerinin bu konuda bir şeyler yapması gerektiğine inandı. | Open Subtitles | وكان يشعر أن شخصا يجب أن نفعل شيئا حيال ذلك |
Yazılmışlardı çünkü öfkeliydiler ve bu konuda bir şey yapmak istiyorlardı | TED | سجلوا لأنهم كانوا غاضبين وأرادوا فعل شيء حيال ذلك. |
Hiçbirimiz kendimizi güvende hissetmiyoruz. Birinin bu konuda bir şeyler yapmasını istiyoruz sadece. | Open Subtitles | جميعنا نشعر بعدم الآمان، فقط نود أن يفعل شخص ما شيء حيال هذا |
Bu sefer haddini iyice aştı, artık bu konuda bir şey yapmalıyız. | Open Subtitles | ، لقد فاقت الحدود هذه المرة . لابد أن نفعل شيئاً حيال هذا |
Kim olduğunu öğrendikten sonra bile bu konuda bir şey yapmadım. | Open Subtitles | .. حتى بعد أن عرفت من كان وماذا كان .. ولم أفعل شيئ حيال هذا |
bu konuda bir tane basın toplantısı mevcut. | Open Subtitles | يوجد تنبيهٌ إعلاميّ واحد عن هذا الموضوع. |
bu konuda bir şey bilmiyordu. | Open Subtitles | لقد قالت إنها لا تعرف شيئا عن هذا الموضوع. |
bu konuda bir kelime daha duymak istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أريد أن أسمع أي كلمة عن هذا الموضوع |
Bilmiyorum. bu konuda bir şey söylemedi. | Open Subtitles | لا أدري ، فقد كان كتوماً جداً بخصوص هذا الأمر |
Sizin bu konuda bir bilginiz yok değil mi? | Open Subtitles | ألا يصادف يا رفاق أن تعلموا أي شيء بخصوص هذا , هه ؟ |
Biri Rusya Başkanını öldürmeye çalışacak. Sen de biliyorsun. bu konuda bir şeyler yap. | Open Subtitles | أحد ما يحاول إغتيال الرئيس الروسي وأنت تعلم هذا، قم بشيء بخصوص هذا. |
İlk kez duyuyorum. bu konuda bir bilgim yok. | Open Subtitles | أول مرة أسمعُ عن الأمر، لا أعرف أي شيء حول ذلك |