Anneni geri getirmek istemen çok doğal. Keşke getirebiIsek ama Bu mümkün değil. | Open Subtitles | بالطبع تريدين احضار أمك مرة أخري وأتمني بأننا نستطيع , ولكن هذا مستحيل |
Korkarım ki Bu mümkün değil. Sizi sorgulaması gereken benim. Neden buna boyun eğeyim? | Open Subtitles | أخشى أن هذا مستحيل ولكن يجب أن أسألك عن أمور |
- Bu mümkün değil. - İddianı biraz abartmışsın. | Open Subtitles | ــ هذا مستحيل يا سيادة العمدة ــ أنت تهول من فعلتك |
Ah, hepimiz yaşama doğru yarını düşünmeden yelken açmak isterdik, ama Bu mümkün değil. | Open Subtitles | اوه, كلنا نحب أن نُبحر فى الحياة بدون أن نقلق على الغد ولكن هذا ليس ممكناً |
Ama Bu mümkün değil, diye düşünebilirsiniz. | TED | لكنكم قد تظنون أن ذلك غير ممكن. |
Hadi ama ekşitme yüzünü! Senin yaşında Bu mümkün değil. | Open Subtitles | توقفِ عن حمل هذا العبء ذلك مستحيل في مثل عمرك |
Hayır, Bu mümkün değil. | Open Subtitles | . لا , هذا مُستحيل |
Ama ben sana yardım edemem. Bu mümkün değil. | Open Subtitles | لكني لا استطيع مساعدتك شخصياً هذا مستحيل |
Aynı adam olamaz bu. Mümkün değil, bir aldatmaca olmalı. | Open Subtitles | لا يمكن أن يكون هذا نفس الشخص هذا مستحيل. |
Üç günümüz kaldı, Kumandan. Yüzleş artık, Bu mümkün değil. | Open Subtitles | لدينا ثلاث أيام ، أيّها القائد واجه الحقيقة ، هذا مستحيل |
Hayır Bu mümkün değil. | Open Subtitles | لا، هذا مستحيل أنه بالتاسعة عشر أو بالعشرين من العمر |
Bu mümkün değil. Benim babam ben doğmadan önce öldü. | Open Subtitles | هذا مستحيل والدي قد مات، لقد كان بطل حرب |
- Biri tüm alanı engelledi. - Bu mümkün değil. | Open Subtitles | شخص ما قام بإغلاق المنطقة كاملة هذا مستحيل |
Korkarım ki Bu mümkün değil çünkü Şirinlerin lideri benim. | Open Subtitles | أخشى أن هذا مستحيل تمامًا، لأنني قائد السنافر. |
- Hayır, Bu mümkün değil. | Open Subtitles | هل من الممكن أن والديك توصلا .. إلى نوع من التفاهم و أنتِ لا تعلمين بخصوصه ؟ لا , هذا ليس ممكناً |
Bu mümkün değil ve nedenini söyleyeyim. | Open Subtitles | ذلك غير ممكن الآن وساخبرك بالسبب |
Bu mümkün değil. Teslim olmanızı öneririm. | Open Subtitles | ذلك مستحيل تماماً أنصحك بمناقشة شروط الإستسلام |
Bu mümkün değil. Hayır, mümkün. | Open Subtitles | حسناً , هذا مُستحيل |
Aşkım, senin yanında tüm acılarını paylaşmak isterim... ama Bu mümkün değil. | Open Subtitles | حبيبي , ليتني كُنت هناك واشاركك الآلام ولكن لا يمكن ذلك |
Ama sen her şey olmak istiyorsun. Bu mümkün değil. | Open Subtitles | و لكنكِ تريدين أن تكوني كل شئ وهذا غير ممكن |
Burnuna çektiği onca mala rağmen mi, Bu mümkün değil. | Open Subtitles | مَعَ كَميَة المخدرات التي يَتَنَشَقُها، هذا مُحال |
Ama Bu mümkün değil. ***Emin misin? | Open Subtitles | ولكن هذا غير محتمل هل أنت متأكد أنك كتبتها |
Eminim istiyorsunuzdur ama Bu mümkün değil. | Open Subtitles | أنا متأكدة من أنكم تريدون ذلك لكنكِ تعلمين أن هذا غير ممكن |
Tatlım, Bu mümkün değil. | Open Subtitles | العسل، ذلك لَيسَ محتملَ. |
- Onunla yalnız konuşmak istiyorum. - Korkarım Bu mümkün değil. | Open Subtitles | اريد التحدث معه على انفراد اخشى ان هذا غير ممكن |
Bu mümkün değil. | Open Subtitles | هو مستحيل. |
Hayır Bu mümkün değil. Bu günü nasıl atlattın? Yani ne yaptın? | Open Subtitles | كلا, هذا ليس ممكنًا إذًا, كيف ستممر اليوم؟ |
Onu anladım da, Bu mümkün değil. | Open Subtitles | حسناً ، لا ، أنا أتفهم ذلك الأمر لكن هذا ليس مُمكناً |