Burada sadece üç adet çark var. ekleme yapacaklar. Bu toplama mekanizmasıdır hareket halindeyken bu makineyi hayal edin. | TED | وبالتالي فهذه فقط 3 مجموعات من المسننات، وستقوم بالجمع. هذه آلية الجمع وهي تعمل، وبالتالي تتخيل هذه الآلة الضخمة. |
Sizin için bu makineyi yaparsam, göz yanılması olarak mı açıklayacaksınız? | Open Subtitles | لو بنيت لك هذه الآلة هل ستقدمها على انها وهم ؟ |
Şimdi de mikroskobik alemi keşfetmek için bu makineyi icat ettim. | TED | والآن اخترعت هذه الآلة لتساعدنا على استكشاف العالم المجهري. |
Ama gerçekte bu makineyi zaten var olan şeylerin daha iyisini yapmak için ortaya çıkarmadım. | TED | ولكن في الواقع الفعلي، لم أقم بإختراع هذا الجهاز لكي أقلد أشياءً موجودة بالفعل. |
Maalesef seni bu yurt odasına getiren şey aynı zamanda bu makineyi idare etmeni ya da bir parçası olmanı da engelliyor. | Open Subtitles | للأسف , فإن الشيء الذي دفعك لهذه الغرفه هو مايمكن ان يمنعك من تشغيل هذا الجهاز بشكل صحيح |
Profesör Kasser'in de istediği bu makineyi bozup bozamayacağımızdı. | TED | وأراد البروفيسور كاسَر أن يكتشف ما إذا كان بوسعنا تعطيل تلك الآلة أم لا. |
Annem benim evime taşındığında bu makineyi aldım ve saklamak üzere stüdyomda tuttum. | TED | وعندما انتقلت والدتي إلى منزلي، حفظت هذه الماكينة وخزنتها في الاستوديو للحفاظ عليها. |
Dediler ki, sadece İngilizce konuşan bu makineyi bıraktınız ve biz de İngilizce öğrenmek zorunda kaldık. | TED | قالوا، حسناً، لقد تركت هذه الآلة التي تتحدث فقط اللغة الإنجليزية، لذا توجب علينا أن نتعلم الإنجليزية. |
Bu açıdan herbirimiz eşsiziz, ve herbirimiz bu kritik girdiyi bu makineyi tuttuğmuz sürece üretime katıyoruz. | TED | نحن في ذلك متفردون، وكلٌ منّا يحمل هذه المدخلات الحرجة داخل الإنتاج بينما نمسك هذه الآلة. |
Görürseniz bütün duman bu makineyi açar açmaz kayboluyor. | TED | كما ترون، تختفي كل الأدخنة حال تشغيلكم هذه الآلة. |
- Hadi ama Devon. bu makineyi öğrenmek için 20 dakikaya daha ihtiyacımız var. | Open Subtitles | نحتاج فقط لـ20 دقيقة لنتعلّم على هذه الآلة. |
bu makineyi evimize gönderen her kimse bize zarar vermeye niyetliyseniz, daha ileri gitmeyin. | Open Subtitles | أنا أتحدث لأي من كان أرسل هذه الآلة إلى موطننا إذا جئتم تقصدون الأذى, لا تواصلوا الأمر |
Londra'daki bütün doktorlara bu makineyi kullanma belgesi gönderiyoruz. | Open Subtitles | على الأغلب سننشر هذه الآلة إلى جميع أطباء لندن |
Aslında yeni yeteneklerimle bu makineyi havaya bile kaldırabilirim. | Open Subtitles | في الواقع، أعتقد أنّي أقدر استخدام قواي الجديدة لأجعل هذه الآلة تطفو |
bu makineyi öğrenmek için 20 dakikaya daha ihtiyacımız var. | Open Subtitles | نحتاج فقط لـ20 دقيقة لنتعلّم على هذه الآلة. |
bu makineyi tamir edip, en yakın zamanda çalıştıracağız. | Open Subtitles | سيكون لدينا هذا الجهاز يعمل بشكل جيد بوقت قصير. |
Milyonlarca insan bu makineyi satın alacak. | Open Subtitles | أعني، هناك ملايين من الناس سوف تشتري هذا الجهاز |
bu makineyi sadece cennet kapıları açılıp avuç avuç altın yağarsa alabiliriz. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لنتمكن من تحمل تكاليف هذا الجهاز أن تفتح أبواب السماء و تمطرنا بالذهب |
bu makineyi | TED | فصنعنا هذا الجهاز في هذا المرأب هنا. |
O gece saat 10'dan önce bu makineyi kullanan herkesi sorgulamalıyız. | Open Subtitles | اذا علينا سؤال كل شخص استخدم تلك الآلة في ذلك اليوم قبل 10 مساء |
Bana bu makineyi bulmaya yardım edin, Ajan bey. | Open Subtitles | ساعدني في العثور على تلك الآلة أيها العميل |
Bence bu makineyi keşfetmesindeki amaç diğerlerini bulup onlarla bir şekilde iletişime geçmek içindi. | Open Subtitles | أعتقد أنه إخترع هذه الماكينة ،لكي يستطيع العثور على الآخرين والتواصل معهم بطريقة ما |