Bu yüzden sana hiç söyleyemedim. | Open Subtitles | لهذا لم أستطع أن أخبرك. مع أني أردت ذلك. |
Bu yüzden bende kalamadın. Bu yüzden sana bahaneler uydurduk ve... | Open Subtitles | لهذا لم يمكننى ان أبقى هذا سبب خلقنا جميعا اعذار |
İşte Bu yüzden sana söylemedim. İnkar edebilesin diye. | Open Subtitles | لهذا السبب لم أخبركِ بذلك , فأنتِ تملكين قدرة كبيرة على الرفض |
İşte Bu yüzden sana sonsuz aşk sözü verdim. | Open Subtitles | لقد سألتة |
İşte Bu yüzden sana bir avukat bulmalıyız. | Open Subtitles | ولهذا أنا أصر على أنك يجب أن تعيني محاميًا |
İşte bak, Bu yüzden sana ödeme yapmak istiyordum. | Open Subtitles | هيا. ترى هذا هو السبب في أنني أردت الدفع لك حسنا. |
Bu yüzden sana hiçbir şey söyleyemiyoruz çünkü güneşte kurumuş tarhana gibi un ufak olacağını biliyoruz! | Open Subtitles | لذلك لم نستطع إخبارك بشيء على الإطلاق لاننا نعلم بأنك ستنهار وتصبح كوم من الفوضى |
Kes şunu, İşte Bu yüzden sana davetiye vermiyorum. | Open Subtitles | مهرجان ؟ توقف ، لهذا أنا لم أعطيك دعوة |
Bu yüzden bende kalamadın. Bu yüzden sana bahaneler uydurduk ve... | Open Subtitles | لهذا لم يمكننى ان أبقى هذا سبب خلقنا جميعا اعذار |
Bu yüzden sana söylemek istemedim. Olay yapacağını biliyordum. | Open Subtitles | لهذا لم أُرد إخبارك، لأنني عرفتُ أنك سوف تنفجع. |
Bu yüzden sana anlatmadım çünkü bu bakıştan kaçıyordum. | Open Subtitles | لهذا لم أخبرك، لأنّي حاولت اجتناب هذه النظرة. |
Çok gizli. Bu yüzden sana ajan olduğunu söylemedi. | Open Subtitles | سري للغاية، لهذا لم أخبرك أنه عميل |
Bu yüzden sana söylemedik. | Open Subtitles | لهذا لم نخبرك به |
Hastalık başgösterdi. Bu yüzden sana söylemedik. Senin ya da bebeğin hastalanmasını istemedik. | Open Subtitles | ثمة أوبئة، لهذا السبب لم نخبرك لم نرد أن تمرضي أنت والطفل |
Bu yüzden sana söylemedik, seni de sürüklemek istemedik. | Open Subtitles | لهذا السبب لم نخبرك لا نريد جرك معنا |
Bu yüzden sana ya da başkasına söyleyemezdim. | Open Subtitles | لهذا السبب لم أخبر أيّ أحد بما فيهم أنت |
İşte Bu yüzden sana sonsuz aşk sözü verdim. | Open Subtitles | لقد سألتة |
biliyorum, Bu yüzden sana büyük bir görev veriyorum. | Open Subtitles | أعلم أنني أستطيع، ولهذا أنا على وشك إعطائك مهمة كبيرة للغاية. |
İşte Bu yüzden sana ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنا أعلم. هذا هو السبب في أنني بحاجة إليك. |
Jack haklı, Larry. Bu yüzden sana söyleyemedik. | Open Subtitles | إنه على صواب، (لاري) لذلك لم نستطع اخبارك |
Bu yüzden sana hiç yalan söylemedim. | Open Subtitles | لهذا أنا لم أكذب عليك أبداً |