Yani evine Bu yoldan gitmek devamlı rutininin bir parçası olamaz, değil mi? | Open Subtitles | إذن العودة للمنزل من هذا الطريق لن تكون جزءا من روتينه المعتاد صحيح؟ |
Bu yoldan bir sürü örnekler aldık ve laboratuvarda test ettik. | TED | و قد أخذنا مجموعة من العينات من هذا الطريق و أخضعناها للاختبار في المعمل |
Dinle, Bu yoldan yürüyelim ve ana yola çıkalım, tamam mı? | Open Subtitles | اسمع، دعنا فقط نمشي بهذا الطريق ونبتعد عن الطريق الرئيسي، حسنا؟ |
Ve eğer tarımsal üretimi %70 oranında artırmamız gerektiğini hatırlarsanız bunu Bu yoldan yapamayacağız. | TED | وإذا كنت تذكر نحن نريد أن نزيد إنتاجية الزراعة إلى 70 بالمئة، لا نتستطيع عملها بهذه الطريقة. |
Bu yoldan gitmemiz için bir şüphe yok değil mi? | Open Subtitles | إذاً فليس هناك شك من أنه في هذا الطريق , صحيح؟ |
Gökyüzünde ise kanatlı figür olan Güvenlik yok, fakat Korku var ve şöyle diyor: "Ölüm korkusu olmaksızın, hiç kimse Bu yoldan geçemez." | TED | ولا يوجد في الأعلى رمز الأمانة المجنحة، و لكن رمز للخوف، وشعاره: "لا أحد يمر من هذا الطريق دون أن يخاف من الموت." |
En iyisi bekleyelim. Bu yoldan dönebilirler. | Open Subtitles | من الأفضل أن تنتظري ربما يعودون من هذا الطريق |
Bu yoldan daha önce geçti. Tekrar geçebilir. | Open Subtitles | لقد أتى من هذا الطريق مرة , ربما يفعلها ثانية |
Bu yoldan devam edin ortada buluşuruz. | Open Subtitles | إذا قد السيارة لأسفل و ابدأ من هذا الطريق و سوف ألقاكم مرة أخرى في حوالي المنتصف حسنا |
Hayır, dostum. Bu yol da kapalı. Bu yoldan gelme. | Open Subtitles | لا، يا صديقي هذا الطريق أيضاً مغلق، ليس من هذا الطريق |
- Bu yoldan gidersek Anayol 5 günlük yürüme mesafesinde. | Open Subtitles | تبعد الطرقات السريعة حوالي خمسة أيام سيراً على الأقدام من هذا الطريق |
Birinci ve ikinci takım da benim arkamdan, Bu yoldan. | Open Subtitles | الفريق الأول و الثاني من خلفي سنتقدم بهذا الطريق |
Yakalandığımda Bu yoldan getirilmiştim. | Open Subtitles | لقد مررت بهذا الطريق عندما تم أسرى ولكنه كان مفتوح وقتها |
Evet. Devam et. Bu yoldan devam et. | Open Subtitles | نعم, أستمري بالتحرك, إستمري بالتحرك بهذه الطريقة |
Şu ana kadar Bu yoldan gidemezdin | Open Subtitles | لم تتمكن من الذهاب بهذه الطريقة حتى الآن |
- Bu yoldan sürüklenmiş, sonra iz bitiyor. | Open Subtitles | لقد سحب بصعوبة في هذا الطريق و من ثم يختفي أثر الدم |
Bu yoldan dogruca sinira gideceksin, anladin mi? | Open Subtitles | ستطوف فقط على هذا الطريق السريع نحو الحدود , أفهمت؟ |
Görünüşe göre aradığımız kişiler Bu yoldan gidiyorlar. | Open Subtitles | . يبدو أن الأشخاص الذين نطاردهم متجهين بهذا الإتجاه |
İnternet Başkanı, sizin Bu yoldan geleceğinizi söylemişti. | Open Subtitles | قال رئيس الأنترنت بأنه سيأتي من هذا الإتجاه. |
Drokken Bu yoldan gidiyor. Enerjisi çok güçlü. | Open Subtitles | هذا هو الطريق, الموجات قوية إنه ليس بعيداَ |
Bu yoldan gitme. Benim gibi olmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لا تسيري في ذلك الطريق لست مجبرة أن تصبحي مثلي |
Tommy'le okula Bu yoldan gidiyoruz. | Open Subtitles | إني أمشي بهذه الطريق إلى "المدرسه مع "تومي تاميسيمو |
Bu yoldan. | Open Subtitles | .من هذا الطريقِ |
Bu yoldan kaçmamız için bizi ikna etmeye çalıştı ama kimse gitmek istemedi. | Open Subtitles | حاول إقناعنا بالهروب عبر هذا الطريق. لكن لا أحد كان راغب بالمغادرة. |
Dinle. Bu yoldan, sağa. Devam et, arkana bakma. | Open Subtitles | إسمعي، بذلك الإتجاه ويميناً، إستمري بالتحرك ولا تنظري للخلف، إذهبي. |
Bu yoldan çıkamayız. Ama pek çok geçidin yanından geçtik. | Open Subtitles | لا يمكننا الخروج من هذا الاتجاه لكننا مررنا بممرات كثيرة,صحيح؟ |
Bu yoldan gitmek zorunda değiliz. | Open Subtitles | نحن غير مضطرين أن نسلك هذا الطريق |