Ben, tüm bu yolu, seni görebilmek için geliyorum ve sen gidiyorsun. | Open Subtitles | لقد أتيت كل هذه المسافة لأراك، وأنت تذهبين الآن. لا أصدق هذا. |
Bilmem. Tüm bu yolu bana bunu sormak için mi geldin? | Open Subtitles | لاأعلم.هل تتبعتينى كل هذه المسافة إلى هنا لكى تسألينى هذا السؤال؟ |
bu yolu takip edersen çalışabileceğin kiralık bir çiftlik görürsün. | Open Subtitles | إذا اتبعت ذلك الطريق هناك سوف تصل الى مزرعة مستأجرة |
Birçok jeolog Dünya'nın yaşını hesaplamak adına bu yolu denedi. | Open Subtitles | إستخدم العديد من الجيولوجيين هذه الطريقة لحساب عمر الأرض |
Sen, bu nasıl bittiğini biliyorum ve henüz hala bu yolu seçtik. | Open Subtitles | أنت تعرف كيف ينتهي هذا، ومع ذلك لا يزال اختيار هذا المسار. |
Tüm bu yolu eve geri dönmek için mi geldik? | Open Subtitles | ان نسير كل هذه الطريق ونأخذ جولة ونعود الى البيت |
Eğer yayıncıya gidiyorsa, o zaman büyük olasılıkla bu yolu kullanacak. | Open Subtitles | سيذهب من هنا من خلال هذا الطريق إن كان سيقصد الناشر |
Bütün bu yolu para almadan dönmek için gelmedim ben. | Open Subtitles | لم أقطع كل هذه المسافه لكي لا يتم الدفع لي |
bu yolu izlersen karanlık çökene kadar... Augsburg'a geri dönebilirsin. | Open Subtitles | اسلك هذا الدرب و ستتمكّن مِنْ بلوغ ''أوغسبورغ'' عند المساء |
Bütün bu yolu boşu boşuna mı geldiğimi söylüyorsunuz yani? | Open Subtitles | اتُخبرُني أني جاءَت كُلّ هذا الطريقِ بدون مقابل؟ |
Tüm bu yolu kız kardeşi mi aramak için geldiğimi biliyorsun. | Open Subtitles | لا أعتقد أنك قد قطعت كل هذه المسافة من أجل أختى |
Bütün bu yolu kara dumanla geldim bana bir açıklama borçlusun. | Open Subtitles | قطعت كل هذه المسافة عبر الدخان الأسود أعتقد أني أستحق تفسيرا |
Tüm bu yolu geldiğinize göre konu sizin için önemli olmalı. | Open Subtitles | يبدو الأمر مهماً لكي تقطع كل هذه المسافة |
Ancak, Güney Afrika bu yolu izlemedi. | TED | في الواقع، جنوب أفريقيا لم تمضي في ذلك الطريق. |
Bence sen bu yolu seçtin çünkü bu sekilde babana bas kaldiriyordun. | Open Subtitles | أعتقد أنك ربما اخترت ذلك الطريق و أنك قمت بذلك كي تتحدى والدك |
Bütün bu yolu, binanın önünde park ettiğimle ilgili saçma hikayeyi sorgulamak sormak için mi geldiniz? | Open Subtitles | قطعتم كلّ ذلك الطريق لأنّها أخبرتُكم قصّة مجنونة عن كوني كنتُ مُتوقفة خارج الشقة؟ |
Kızınızın ölme olasılığı çok düşük Bay Gonzales ama bu yolu denemezsek siz öleceksiniz. | Open Subtitles | إنه من المستبعد جداً أنت تموت إبنتك , سيد غونزالز لكن إذا لم نجرب هذه الطريقة , أنت ستموت |
Biz bu yolda yaşarız , bu yolu görürüz... bu yolu sezer ve hissederiz. | Open Subtitles | هذه الطريقة التي نعيش بها ومن خلالها ، هذه الطريقة التي نرى أنها... بهذه الطريقة يمكننا أن رائحة وتشعر بها. |
Bugün yapay zekâyla bu yolu tıkayacak bir şekilde ilgileniyoruz. | TED | في الوقت الحالي، نتعامل مع الذكاء الاصطناعي بطريقة تمنع هذا المسار. |
bu yolu ben seçtim ama asker olmak çok zor. | Open Subtitles | اخترت هذه الطريق بمحض إرادتي، لكن كوني جنديًا أمر شاق. |
...ve sağ tarafta bir koru görünceye kadar bu yolu takip edin. | Open Subtitles | و اتبع هذا الطريق إلى الأسفل حتى تبلغ بستان أشجار على اليمين |
Tüm bu yolu sadece bir insanoğlu için geldiğimi düşünmüyorsun, değil mi? | Open Subtitles | انت لا تعتقد انني جئت كل هذه المسافه من أجل انسان، اليس كذلك ؟ |
Sonsuzluk Gölü'ne giden bu yolu takip edebiliriz. | Open Subtitles | نستطيع أن ننزل أسفل هذا الدرب و نعبر بحيره الانهاية هنا ـ ـ ـ |
Seni yakalamasınlar, yoksa seni öldürürler. bu yolu izle. | Open Subtitles | لا تدع الأوغاد يمْسكُوك سَيَقْتلونَك إستمر على هذا الطريقِ |
Dolayısıyla ışığın bu yolu alması 3 milyar yıl alıyor. | TED | لذا يستغرق الضوء 3 بلايين سنة ضوئية لعبور تلك المسافة. |
Yani sen de bu yolu seçerek her şeyi riske soktuğumuzun farkındasın? | Open Subtitles | لأكون واضحة، إن تابعت بهذا الطريق فأنت تعرض كل ما نفعله للخطر |