Senin için çok endişelendim. Bunu bir daha asla yapma! | Open Subtitles | لقد قلقت كثيراً عليك، إياك أن تكرر هذا مرة أخرى |
Açıkçası teorin pek bir şey ifade etmiyor Allison. Bunu bir düşün. | Open Subtitles | صراحة ، نظريتك لا تعني شيء ، أليسون ، فكري في الأمر |
Bunu bir çok farklı şekilde gördünüz,... ...ama belki de bunu hiç görmediniz. | TED | لقد رأيتم هذا في أشكال مختلفة ، ولكن ربما لم تروا هذا الشكل |
Bunu bir keresinde bir filmde görmüştüm ancak filmde adam ölüydü. | Open Subtitles | لقد رأيت ذلك في فيلم, ولكن في الفيلم, الرجل كان ميت. |
Bunu bir kez yapacağız ve bir aylık yiyeceğimiz olacak. | Open Subtitles | إذا فعلنا ذلك مرة ، سنأكل جيداً طوال شهر كامل |
- Biliyorum kulağa çılgınca geliyor ama Bunu bir düşün. | Open Subtitles | من أنا أعلم أنها تبدو مجنونة لكن التفكير في الامر. |
Danny, Tanrı şahidim olsun Bunu bir kez daha soracak olursan seni vuracağım. | Open Subtitles | اقسم بالله ,دانى, لو سالتنى هذا مرة اخرى انا سوف اطلق النار عليك. |
Bunu bir kere savaşta da yapmıştık. | Open Subtitles | لقد فعلنا هذا مرة واحدة من قبل خلال الحرب |
Affedin beni efendim, affedin. Bunu bir daha yapmam. | Open Subtitles | سامحنى يا سيدى سامحنى لن أفعل هذا مرة أخرى |
Bunu bir düşünün: dört kişiden üçü 30 yaşın altında. | TED | فكروا في الأمر 3 من 4 أشخاص هم أقل من سن 30. |
Aynı zamanda, Bunu bir fırsat eğitimi olarak düşünün. | Open Subtitles | أرجو ان تفكر في الأمر على أنه مهمة تدريبية |
Evet, aldım, ve durumu anladım... ve problem Bunu bir kez unutmam... ve önlemini almış olmam... yani ortalıkta artık bir problem olmaması. | Open Subtitles | نعم لقد استلمت المذكرة الإدارية وانا افهم سياسة الشركة كل ما في الأمر هو أنني نسيتها مره واحده فقط وقد صححت الأمر |
Şimdi Bunu bir kontekste oturtalım. | TED | الان دعونا نحاول وضع هذا في القليل من السياق |
Bunu bir bacak, bir kol, benzeri birşey için kullanabilirim. | TED | يمكن أن أستخدم هذا في صنع ساق، ذراع، وأي شيء شبيه لذلك |
Bunu bir tasarım felsefesi hâline getirdim kendim için ve sahibi olduğum stüdyoda da bu fikri aşılıyorum; herkesin bu felsefe etrafında düşünmesini sağlamaya çalışıyorum. | TED | أنا نوعا ما وضعته في فلسفة تصميم، وإدماج ذلك في الاستديو الذي لدي الآن؛ أحاول جعل الجميع يفكرون بهذه الأسطر. |
Jim üç mil aşağıya gitti ve ben de stüdyonun üç mil uzağına gittim ve Bunu bir garajda fotoğrafladım. | TED | غاص جيمس 5 كلم بينما مشيت أنا حوالي 3 كلم خارج الاستوديو وصورت ذلك في كراج. |
Peki, gideceğim ama Bunu bir daha asla yapmayacağına söz verirsen. | Open Subtitles | حسنا ، سوف اذهب ان وعدتني ان لاتفعلي ذلك مرة اخرى |
İdareye bir rapor çıktı ve durum ciddileştiği için çok riskli olmadan önce Bunu bir kere daha yapacaklar. | Open Subtitles | وصل التقرير إلى الإدارة منذ أن أصبحت الحالة خطرة فسيفعلون ذلك مرة أخرى قبل أن يصبح الأمر أكثر خطورة |
Bunu bir düşün. | Open Subtitles | بسـبب رجل لا يستحق وأمك من سمحت له بالاقامة في منزلها لنفكر في الامر مرة أخرى |
Bu, Genel Kurul Başkanı'na bağlı ama yine de Bunu bir düşünmek isteyebilirsin. | Open Subtitles | هذا يعتمد على رئيس الجلسه لكنه يجب أن يفكر فى الأمر |
Bunu bir süredir yapıyormuş. | Open Subtitles | بصمة أصابع واحده فى شقته يبدوا أنه فعل هذا منذ فتره |
Şey, Bunu bir ara öğrenmesi gerek, değil mi? | Open Subtitles | حسنا, علينا أن نفعل هذا فى وقت ما, أليس كذلك؟ |
Sen beni öldüremedin, ben de seni öldüremedim. Bunu bir işaret olarak görüyorum. | Open Subtitles | لم يمكنك قتلي ولم يمكنني قتلك، سأعتبر هذا علامة |
Bunu bir personel sistemi olarak düşünürsek, daha da iyileşmeye müsait olduğunu anlarız. | TED | ولو فكر في الموضوع عن طريق هيئة موظفين فسنتمكن من إظهاره بشكل أفضل. |
Öldürme yetkisi var ve Bunu bir çok kez kullanmış. | Open Subtitles | مُصرح له بالقتل وقد قام بذلك فى العديد من المرات |
Bunu bir iltifat olarak kabul edeceğim. | Open Subtitles | سأعتبر ذلك إطراءاً، هلا تخرجين معي؟ |
Ama eğer Bunu bir gün bunu düşünecek olursam seninle olmayacağını biliyorum. | Open Subtitles | ولكن إن فكرت بهذا في المستقبل انا متاكد بإنه لن تكون انت |
Bunu bir başka fiyaskoya çevirmene izin vermeyeceğim İran'da yaptığın gibi. | Open Subtitles | أنا سوف لن أسمح لك أن تدير هذا إلى المهزلة الأخرى مثل ما فعلت في لران. |