Bu çocuk ölecek ve bunu durdurmak için hiçbir şey yapamıyorum. | Open Subtitles | هذا الصبي سيموت و لا يوجد ما يمكنني فعله لإيقاف ذلك |
Bu çocuk ölecek ve bunu durdurmak için hiçbir şey yapamıyorum. | Open Subtitles | هذا الصبي سيموت و لا يوجد ما يمكنني فعله لإيقاف ذلك |
Yerel liderlikten ilham alarak, şiddet içermeyen bir kampanya ile bunu durdurmak istediler. | TED | وبإلهام من القيادة المحلية، أطلقوا حملة مقاومة سلمية لإيقاف هذا الأمر. |
bunu durdurmak için, herkesi kurtarmak için göğsündeki şarapneli nötrleştirmemiz lazım. | Open Subtitles | إن أردت إيقاف هذا و انقاذ الجميع يجب أن نحيد الشظية التي في صدرك |
bunu durdurmak yerine, sadece para kazanmak istiyorsun, öyle mi? | Open Subtitles | إذاً بدلا من إيقاف ذلك, أنت فقط تريد كسب المال؟ |
Yapabileceğimiz tek şey bunu durdurmak. | Open Subtitles | كل ما يمكننا فعله هو ان نوقف هذا من ان يحدث |
Bakın, her ne oluyorsa bunu durdurmak istiyorum, arkadaşlarım ölüyor. | Open Subtitles | أنظري، عليّ ايقاف ما بدأ أيا كان، صديقتي ماتت |
bunu durdurmak için hâlâ vaktin var. | Open Subtitles | لا يزال هناك وقت لكي توقف هذا. |
En sevdiğim kısmı da, bunu durdurmak için yapabileceğin hiçbir şey yok. | Open Subtitles | وجزئي المفضل، هو أنّه لن يكون هنالك شيئاً تفعلينه، لإيقاف ذلك |
Binlercesi ölecek ve bunu durdurmak için hiçbir şey yapamam. | Open Subtitles | الآلاف سيموتون، وليس باليدِّ حيلةً لإيقاف ذلك. |
Her şeyi yapmak istiyorum, bunu durdurmak mümkün diyorum. | Open Subtitles | أقول فقط بأنني سأفعل ما بوسعي لإيقاف ذلك |
bunu durdurmak için halkımı uyaracak bir yol bulmalıyım. | Open Subtitles | يجب أن أجد طريقه لتحذير شعبى، لإيقاف هذا. إتركيه لجوني. |
bunu durdurmak birkaç kafayı ezmekten fazlasını gerektirecek. | Open Subtitles | سيأخذ منهم أكثر من القضاء على بضع رؤوس لإيقاف هذا |
- Seni bundan kurtaramam, bunu durdurmak için yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا يمكنني إنقاذك من هذا لا يوجد شيء أستطيع فعله لإيقاف هذا ماذا ؟ |
bunu durdurmak için yapabileceğiniz iki şey var -- biri basit ve biri daha karmaşık, kolay bir şey ve zor bir şey. | TED | هناك أمران يمكن القيام بهما للمساعدة على إيقاف هذا -- أمر بسيط وأمر معقد، أمر سهل وأمر صعب. |
Eğer gerçekten bunu durdurmak istiyorsak, ...Lütuf'in ne olduğunu bulmak için büyük resme bakmalıyız. | Open Subtitles | لو أردت إيقاف هذا فعلاَ علينا النظر للصورة الأشمل معرفة من هي " النعمة " |
bunu durdurmak zorundayız. İnsanlar ölebilir. | Open Subtitles | علينا إيقاف هذا هناك أشخاص قد يموتون |
Ve hiç kimse bunu durdurmak için birşey yapmıyor... | Open Subtitles | ولا أحد يفعل شيئاً من أجل إيقاف ذلك |
Yürüyor ve müzik dinliyor bunu durdurmak zorundayız. | Open Subtitles | تمشي و الموسيقة ، عليّنا أن نوقف هذا فى الحال |
Bakın, her ne oluyorsa bunu durdurmak istiyorum, arkadaşlarım ölüyor. | Open Subtitles | أنظري، عليّ ايقاف ما بدأ أيا كان، صديقتي ماتت |
bunu durdurmak senin elinde. | Open Subtitles | يمكنك ان توقف هذا. |
bunu durdurmak zorundayız. | Open Subtitles | يجب أن نمنعه |
Ama kurşun yarası olmadığını biliyoruz, demek ki... bunu durdurmak için hala bir şansımız var. | Open Subtitles | و لكننا نعرف ذلك بأنني لم أصاب بطلق ناري لذا هـذا يعني إنه لا يزال لدينا الفرصة لوقف هذا |
bunu durdurmak için yeterince çabalamadığımı düşünüyor. | Open Subtitles | وترى أنني لا أفعل ما فيه الكفاية لردعه |
Kız ölecek ve bunu durdurmak için yapabileceğin hiçbir şey yok. | Open Subtitles | ترينيتي في طريقها للموت ولا تستطيع فعل شيء لايقاف ذلك |
bunu durdurmak için bir planımız olduğunu söylemem gerek. | Open Subtitles | أحتاج أن أخبره أن لدينا خُطة لأيقاف هذا الشئ. |