| Seni görmek istedim ve sen de Bunu görmek istersin dedim. | Open Subtitles | نعم اردت ان اراك وظننت انك ربما تريد رؤية هذا ؟ |
| Kıtanın fişinin takıldığı bir an varmış gibiydi ve ben Bunu görmek istiyordum. | TED | يبدو الأمر و كأن قارة بأكملها يتم تشغيلها، فأردت رؤية هذا الأمر. |
| Her türlü bağlayacaksın o kemeri. Kimse Bunu görmek istemiyor. | Open Subtitles | فلترخي حزامك على اية حال لا أحد يود رؤية ذلك |
| Jenny, etleri çeviriyorum. Sanırım Bunu görmek istersin. | Open Subtitles | جيني،أنا الآن أحولها هنا سوف تريدين أن ترى هذا. |
| Bunu görmek istemezdim, ben de bol bol seni seyrederdim. | Open Subtitles | . . لم أرد أن أرى هذا , لذا كنت أراقبكِ كثيراً |
| Yaralanabilirsin. Bunu görmek istemem. | Open Subtitles | ربما يلحق بكِ أذى وانا لا أريد أن أرى ذلك. |
| Ama hala deniyoruz. Bunu görmek istersiniz diye düşündüm. | Open Subtitles | على أي حال مازلنا نحاول خذ توقعت ربما تريد رؤية هذا |
| Bunu görmek ister misin bilmiyorum ama bence görmelisin. | Open Subtitles | رئيسي, لا أعلم إن كنت تريد رؤية هذا, لكن أعتقد أن عليك هذا |
| Hayır,Bunu görmek istemiyorum. Ama, arabamıza gidersek ve araba çarpıp biraz ses çıkarırsa, bizi ilgilendirmez. | Open Subtitles | كلا، لا أريد رؤية هذا لكن اذا ركبنا سيارتنا |
| Bunu görmek beni ölesiye korkutmuştu. | Open Subtitles | أعني، رؤية هذا الأمر، جعلنيّ أشعر بالخوف مدى الحياة. |
| Ben, ah... Kayaya baktım. Sanırım Bunu görmek istersiniz. | Open Subtitles | قمتُ بفحص صخرتكِ، و أظنُّ بأنّكِ تُريدِين رؤية هذا. |
| Bunu görmek zorunda değil adamım. Onu buradan götürün. | Open Subtitles | انها لا تريد رؤية هذا يا رجل دعها تذهب من هنا |
| 3 tane talihsiz olay, bu olabilir 7 tene talihsiz olay, ihtimal dışı ama 9 talihsiz olay-- Bunu görmek isterdim. | Open Subtitles | ثلاثة حوادث، ممكن، سبعة حوادث، هناك فرصة ضئيلة، ولكن تسعة حوادث، أريد رؤية ذلك. |
| Bunu görmek istemezsin. Onun saati seni uyaracaktır. Bu arada göz damlasından nefret eder, iyi şanslar. | Open Subtitles | لن تود رؤية ذلك ساعتها مجهزة لتذكيرك بذلك وهي تكره ذلك لذا أتمنى لك التوفيق هل يعني هذا أنه حان وقت قطرتك؟ |
| Rahibe arkanı dön. Bunu görmek istemezsin. | Open Subtitles | أيتها الأخت , حولي نظرك إلى الوراء , لن تودي رؤية ذلك |
| İlk kan testinin sonucunu aldık. Bunu görmek isteyeceksin. | Open Subtitles | وصلتنا نتائج أول اختبار للدم يجب أن ترى هذا |
| Bunu görmek istemiyorum! | Open Subtitles | أنا لا أريد ان أرى هذا لا يمكننى أن أرى هذا |
| Bunu görmek için para bile verebilirim. | Open Subtitles | في الواقع، أنا مستعدة لان ادفع لكي أرى ذلك |
| Yapması gereken tek şey Bunu görmek ve böylece her şey değişecek. | Open Subtitles | كل ما يجب أن تفعله هو أن ترى ذلك وبعدها ستعرف الفرق |
| Bunu görmek istersiniz. Bizim iblisin.. | Open Subtitles | عليك أن تري هذا, هذا ما جمعناه عن مخرب الحفلة |
| İnanabiliyor musun, aşağıdaki onca insan Bunu görmek için bekliyor. | Open Subtitles | هل تصدق أن هؤلاء الناس في الأسفل ينتظرون لرؤية هذا |
| Her neyse, Bunu görmek isteyeceğini düşündüm. | Open Subtitles | على أية حال .. أعتقد أنّك تودّين مشاهدة هذا |
| Bunu görmek isterim. Bir kenarda durabilir miyim? | Open Subtitles | اريد ان ارى هذا هل تمانعين لو بقيت هنا فى هذا الجانب |
| Böldüğüm için özür dilerim ama Bunu görmek istersiniz. | Open Subtitles | أنتم، معذرة على المقاطعة، لكنّني أعتقد أنّه يجب أن تروا هذا. |
| Bunu görmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | ولا استطيع الانتظار لكي ارى ذلك |
| Bunu görmek çok kolay | Open Subtitles | تري ذلك بوضوح جدا |
| Bunu görmek zorunda kaldığınız için üzgünüm. | Open Subtitles | آسف لأنك شاهدت هذا |
| Bunu görmek isteyeceğimizi düşünmüş. | Open Subtitles | إعتقدَ لسبب ما يرى اننا يمكن ان نهتم برؤية هذا |