Bay Houdini anneme aşık olmuştu ama bunu itiraf etmek istememişti. | Open Subtitles | إن هوديني العظيم وقع فى حب أمي لكنه يبدو أنه لا يريد الاعتراف بذلك |
bunu itiraf etmek istemediği için, gidip 4 tane içki içiyor. | Open Subtitles | هو لا يريد الإعتراف بذلك لذلك يذهب مع تناول أربعة كؤوس |
Herkes baksın, sık sık yanlış yapmam... ama yaptığımda, bunu itiraf ediyorum. | Open Subtitles | أنظروا جميعاً، أنا لا أُخطئ كثيراً، ولكني إن أخطأُتُ فأنا أعترف بذلك. وأنا أعترف بخطئي. |
En azından bu muhabir, bunu itiraf edecek cesarete sahip olanına rastlamamıştı. | Open Subtitles | أنا لم أقابل أي رجل لديه الشجاعة للإعتراف بذلك |
bunu itiraf ediyorum, ama hiç kimseyi öldürmedim. | Open Subtitles | انا اعترف بذلك لك ولكن انا لم اقتل احد ابدا |
Yalan söylüyorsun... Arkadan yaklaşıp beni öldürecektin. bunu itiraf dahi ettin. | Open Subtitles | كاذب، كنت ستقتلني من ظهري، حتّى إنّك اعترفت بذلك. |
İş hayatına girdikten sonra değiştiğimi biliyorum. Ama bunu itiraf etmek istemedim. | Open Subtitles | أعرف أنّني تغيّرت منذ أن بدأت عملي، لكنّي لم أرد الإعتراف بهذا. |
Hayatım boyunca seri katilleri... incelemiş olmam gerçeğinin altında bilinçaltımda... onlar gibi olma isteğim yatıyorsa... ancak bunu itiraf etmekten korkuyorsam? | Open Subtitles | ولو كانت الحقيقه أني كرست حياتي لدراسه القتله التسلسليين لاني لا شعوريا اريد أن أكون واحدا منهم وأخاف أن أعترف بهذا |
Bu firma için sorumluluk almaktan korkuyorsun, ve kendine bunu itiraf edemiyorsun. | Open Subtitles | إنكَ تخشى بأن تتولّى ، المسؤولية لهذهِ الشركة .ولن تعترف بذلك لنفسك |
Hayır. Tucker yaptıysa, bunu itiraf etmeli. | Open Subtitles | كلا يا دون, إن كان تاكر هو من أرسل البريد فإن عليه أن يعترف بذلك |
Neden olmasin? En iyiyi istiyorum ve bunu itiraf etmekten utanmiyorum. | Open Subtitles | لا أرى مانعاً من ذلك أريد الأفضل ولا أخجل من الاعتراف بذلك |
bunu itiraf bile edemiyorsun, değil mi? | Open Subtitles | إنك لا تستطيع حتى الاعتراف بذلك أليس كذلك؟ |
Sadece bunu itiraf edemedin. | Open Subtitles | لا يسعكِ حمل نفسكِ على الاعتراف بذلك فحسب. |
En azından bunu itiraf et ki.. biz de çözmenin yolunu bulalım. | Open Subtitles | يمكننا الإعتراف بذلك حتّى نتمكّن من إصلاحه |
Bu kasabayı inşa etmek için, kötü şeyler yapmak zorunda kaldım hem de çok kötü şeyler, bunu itiraf ediyorum. | Open Subtitles | لقد قمت بأشياء أشياء كثيرة للغاية أنا كرهت الكتاب وعلي الإعتراف بذلك |
Sanırım bunu itiraf etmekten korkuyordum, çünkü kızımı benim yetiştirebileceğimden daha iyi yetiştirecek birinin olma ihtimalini düşünmek istemedim. | Open Subtitles | أظن أني كنت خائفة جداً من الإعتراف بذلك لأني لم أرد الاعتقاد أن أي شخص آخر يمكنه تربية ابنتي أفضل من ما أمكنني فعله |
bunu itiraf etmek ölüm gibi geliyor ama sonsuza kadar alımlı kalamıyorsun. | Open Subtitles | وأكره أن أعترف بذلك, لكن الجزء الجمالي لا يدوم للأبد. |
Biliyorum bunu itiraf etmek inanılmaz derecede feminist karşıtı fakat, o seksi küçük buldoğu özledim. | Open Subtitles | أعرف أن هذا ضد الجزء الأنثوي بي بأن أعترف بذلك أفتقد هذا الكلب"بولدوج" المثير الصغير |
bunu itiraf etmeye utanıyorum ama bu yarışmayı kazanıp kıçlarına tekmeyi basmak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | أنا محرجة للإعتراف بذلك لكنني مصممة للفوز بهذا الشيء والتميز به |
bunu itiraf etmek çok acı verse de ben bile kendimi "Yağ Tulumu" ve "Koca Kafa"nın dostluğunu özlerken buluyorum. | Open Subtitles | يؤلمني أن اعترف بذلك لكن أجد نفسي مشتاق لصحبة سطل شحم الخنزير وذي الرأس الكبير |
bunu itiraf edebilmeniz gerçeği de başka bir umut verici işaret. | Open Subtitles | حقيقة أنك اعترفت بذلك يعد بادرة أمل آخرى |
Hiç birimiz bunu itiraf etmek istemiyor ama artık kontrolü bizde değil. | Open Subtitles | ..لا أحد منا يريد الإعتراف بهذا إنها خارج تحكمنا |
O kişinin kendisi olacağını uman birine bunu itiraf etmek tuhaf geliyor. | Open Subtitles | يبدو غريبا أن أعترف بهذا لشخص يتمنى أن يكون هذا الوغد |
bunu itiraf etmek ne terbiyesizlik. Hayır, tek kelime etme. | Open Subtitles | يجب أن تخجل لأنك تعترف بذلك لا، لا تقل آي كلمة أخرى |
O yüzden en kısa sürede bunu itiraf etmesini sağla. | Open Subtitles | لذا بالتحديد نريدك أن تجعليه يعترف بذلك في أقرب وقت ممكن |
Ama yapmıyor ve ne kadar bunu itiraf etmekten nefret etsem de bu davada yetkili o. | Open Subtitles | ولكنه لا يملك، و بقدر ما اكره لأعترف ، انه المسؤول عن هذا القرار |
bunu itiraf etmen çok hoş. | Open Subtitles | أن تعترفي بذلك لهو شيء رائع حقاً |
Obama'nın ateist olması beni şaşırmazdı. bunu itiraf edemezler, çünkü aksi taktirde seçilmezler. | Open Subtitles | ولكن لا يمكن أن تعترف بهذا و الا و ببساطة لن يتم انتخابك |
İnsanlar bunu itiraf etmiyor ve üzerine fazla düşünmüyorlar ama yapıyorlar. | Open Subtitles | الناس لا يعترفون بذلك ولا يفكرون به كثيرا, ولكنهم يفعلونه. |