Allahtan Buradaki insanların elinde o şeyler olmadan konuşabilmeyi unutmuyorlar. | Open Subtitles | لحسن الحظ الناس هنا بإمكانهم التحدث بدون ذكر تلك الأشياء |
Buradaki insanların çoğu özgürlükçü. Emir alma konusunda pek iyi değiller. | Open Subtitles | أغلب الناس هنا يؤيدون مبدأ الحرية، ولا يتقبلون الأوامر بصدر رحب. |
Buradaki insanların kendini dünyevi zevklere ve ateistliğe verdikleri görünüyor. | Open Subtitles | الناس هنا يقضون أوقاتهم فى متع جسدية و الشك |
Buradaki insanların bir nevi ailem olduklarını fark ettim. | Open Subtitles | لقد أدركت ذلك ، لأن الناس هنا قد أصبحوا ما يشابه الأسرة بالنسبة ل |
Buradaki insanların yarısı hali hazırda gelip bu fikri önerdi de ondan. | Open Subtitles | لأن نصف الأشخاص هنا جاءوا إليّ بالفعل وأقترحوا هذا الأمر. |
Ama Buradaki insanların şansımı denememe izin vereceklerini zannettim. | Open Subtitles | ولكن صدق ذلك الناس هنا تركوني لاختبار الحظ ، وماذا يذهب. |
Buradaki insanların onu pek sevdiğini söyleyemem. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أقول بأنه محبوب عند الناس هنا |
Seçilirsem, Buradaki insanların iyiliği ve güvenliği için çalışacağım. | Open Subtitles | لو إنتخبت , نيتي البحث عن سلامة وطيبة الناس هنا |
Fairview, Şikago'nun yanında taşra kalıyor, ama bence, fırsat verirsen, Buradaki insanların da, zevkli olduklarını görebilirsin. | Open Subtitles | .. ولكن أعتقد أنكِ ستجدين الناس هنا لديهم ذوق رفيع أكثر مما تتخيّلين |
Buradaki insanların tek hissettiği içlerinin rahatlaması | Open Subtitles | بينما كثير من الناس هنا يظلوا مصدومين لإن دكتور مميز وعضو محترم في المجتمع |
Şimdi, Buradaki insanların çok fazla ilaç ve içecek kullandığını görüyorum. | Open Subtitles | أنا أرى الناس هنا يستخدموا الكثير من الزجاجات والمساحيق |
Buradaki insanların yeni bir başlangıca ihtiyacı var. | Open Subtitles | يحتاج الناس هنا لبدايةٍ جديدة يحتاجون للحرّيّة |
Buradaki insanların birbirlerinden başka kimsesi yok. | Open Subtitles | انا شاكر لله من أجل هذا هؤلاء الناس هنا .. نحن كل ما تبقى لبعضنا |
Buradaki insanların çoğu kendinden başka birini önemsemeyecek kadar kendini beğenmiştir. | Open Subtitles | معظم الناس هنا مهووس بنفسه ع ان يهتم للاخر |
Buradaki insanların çok iyi olduğunu göreceksin. | Open Subtitles | بمجرد أن تستقرين، سوف تجدين أن الناس هنا إنهم جيدون مثل الذهب. |
Buradaki insanların seni neden sevmediğine dair bir teorim var. | Open Subtitles | نعم، أتعلمين لدي نظرية لماذا لا يحبك الناس هنا |
Buradaki insanların çoğu küçükten hoşnut. | Open Subtitles | الغالبية العظمى من الناس هنا ترضى بالقليل |
Biliyorum ki Buradaki insanların çoğu dijital dünya ve bu sayede ortak çalışabilme hakkında uzun süredir konuşuyorlardı, ancak bu günlerde dijital dünyanın Amerikan siyasetine neler yaptığını görmediniz mi? | TED | أنا أعلم أن عديد من الناس هنا يتحدثون عن العالم الرقمي بشكل رائع وعن إمكانية التعاون لكن هل رأيتم ما فعله العالم الرقمي بالسياسة الأمريكية هذه الأيام؟ |
Buradaki insanların bir şekilde ondan hoşlandıklarını bana söylediler. | Open Subtitles | يخبروني أن الناس هنا تمتعهم هذه الأمور |
Buradaki insanların çoğu Prada'yı Payless'tan ayıramaz. | Open Subtitles | معظم الناس هنا لا تستطيع التفرقة بين " برادا " و " بيليس |
Ayrıca Buradaki insanların çoğu buralı bile değiller! | Open Subtitles | وأنّ جميع الأشخاص هنا ليسوا من هذه القرية حتى .. |