buradan kurtulma fırsatını görünce değerlendirmek zorundaydım. | Open Subtitles | رأيتُ فرصتي للخروج من هنا وكان عليّ اقتناصها |
Hey, Bart, Bart, buradan kurtulma şansımız geldi. | Open Subtitles | مهلا، بارت، بارت، الآن فرصتنا للخروج من هنا |
- buradan kurtulma şansımız olabilir. | Open Subtitles | ربما قد يُصادفنا حظ للخروج من هنا |
Yani buradan kurtulma şansı mı? | Open Subtitles | تقصدين فرصة للخروج من هنا ؟ |
Jerry, bence sen kendi başına saklanırsan hayatta kalabilirsin benim de kendi başımayken buradan kurtulma şansım var ama ikimiz beraberken bilemiyorum. | Open Subtitles | أنا أؤمن يا (جيري) أنه إذا تخبأت بنفسك فقد تنجو وأنا أؤمن أنني قد أجد طريقة للخروج من هنا بنفسي. لكن نحن الإثنين معاً؟ |