Koca Ayak'ın bir kürekle buraya geldiğini mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | أتعتقد أنّ ذو قدمٍ كبيرة جاء إلى هنا مع مجرفة؟ |
Bize yardım etmek için buraya geldiğini unutmayın. | Open Subtitles | -هاي ، هاي دعونا نتذكر أنه جاء إلى هنا ليساعدنا |
Buraya tek başına geldin. buraya geldiğini hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أنت أتيت إلى هنا بمفردك هل تتذكر مجيئك إلى هنا؟ |
Yani nasıl ya da ne zaman kaza yaptığını ya da neden uzay gemisiyle buraya geldiğini bilmiyor musunuz? | Open Subtitles | إذاً، لا تعرفون كيف ومتى اصطدم، أو لماذا أتى هنا بسفينة فضاء مِن الأساس؟ |
Polisin.. buraya geldiğini bilmek istersiniz diye düşündüm. | Open Subtitles | أردت أن أخبرك أن الشرطة قد أتت هنا |
Bayan McAlpin, Er Dunham'ın dün gece buraya geldiğini söylediniz. | Open Subtitles | السّيدة ماكالبين، قلت دنهام خاصّ جاء هنا ليلة أمس. |
Jonas Hodges'ın buraya geldiğini mümkün... olduğunca az kişinin bilmesini sağla. | Open Subtitles | تأكد بأن أقل عددًا ممكناً من الأشخاص يعلمون بأن (جوناس هودجيز) قادمٌ إلى هنا |
- Karakoldaki ifadende buraya geldiğini söylemişsin. | Open Subtitles | أتت إلى هنا ، قلت هذا في بيانك الاصلي للشرطة ؟ نعم |
Olabilecek en garip şey, onun buraya geldiğini görmekti. | Open Subtitles | هذا أغرب شيء حصل لي هنا أن أراه يأتي الى هنا |
Ama buraya geldiğini söylemişti. | Open Subtitles | ولكنه أخبرني بأنه جاء إلى هنا. |
Larissa, Yusuf'un buraya geldiğini söylemişti. | Open Subtitles | - لاريسا - قالت أن - يوسف - جاء إلى هنا |
buraya geldiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنه جاء إلى هنا |
Bak, buraya geldiğini kimseye söylemeyeceğim ama senin için endişeleniyorum. | Open Subtitles | اسمع, لن أقول لأحد أنك أتيت إلى هنا ولكنى قلقة عليك |
Kendi isteğinle buraya geldiğini söylüyorlar. | Open Subtitles | يقولون إنك أتيت إلى هنا بإرادتك |
Canavarın her gün buraya geldiğini biliyorum ama bu... bu kadar içip Wellspring'i kurutması mümkün mü ki? | Open Subtitles | كنت أعرف أن الوحش أتى هنا كل يوم ولكن ولكن هل من الممكن له استنزاف المنبع بهذا القَدر ؟ |
Uzun zamandır kimsenin buraya geldiğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظن أن أحداً أتى هنا منذ فترة طويلة |
Seni görmeye buraya geldiğini söyledi. | Open Subtitles | قالت أنها أتت هنا لزيارتكم |
Son bir kaç saat içinde buraya geldiğini gördün mü? | Open Subtitles | هل أتت هنا منذ بضع ساعات؟ |
Orijinal Gregor'un, 70'lerin ortasında, Alman pasaportuyla buraya geldiğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | نعتقد جريجور الأصلي جاء هنا في الوسط - ' 70 s على جواز السفر الألماني. |
buraya geldiğini biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف أنه جاء هنا |
Prenses Euphemia'nın buraya geldiğini duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت أن الأميرة يوفيميا أتت إلى هنا |
Bana herkesin buraya geldiğini söylediler. | Open Subtitles | قالوا لي ان الجميع يأتي الى هنا |
Annen aradı ve buraya geldiğini söyledi. | Open Subtitles | إتصلت أمك وقالت أنك قادم لزيارتي |
Galiba ikimizce gerçekte neden buraya geldiğini biliyoruz. | Open Subtitles | أعتقد كلاِنــا نعرف لماذا أنت حضرت إلى هنا |