Kıyının bir kaç mil açığındaki buzullar kırılmaya başlamış bile. | Open Subtitles | على بعد أميال قليلة من الشاطئ هاهو الجليد يتحطم بالفعل |
buzullar üzerine çalışmak tıpkı 2000'li yıllarda Facebook'a merak salmak gibi. | TED | العمل في علم الجليد حالياً يشبه العمل أثناء بدايات تأسيس فيسبوك في الألفينات. |
Koruyucu örtülerin altında bu buzullar, her sene ekstra kar yağışıyla birlikte büyüyen aktif buzullara tamamen dönüşüyorlar. | TED | تحت اﻷغطية الواقية، تتحول قطع الجليد هذه لأنهار جليدية ناشطة التي تنمو سنويًا مع تساقط الثلوج. |
Sorun şu ki, buzullar bu hızla çekilmeye devam ederse sonunda Grönland'daki tüm buzulların yok olmasına sebep olabilir. | Open Subtitles | المشكلة هي ، اذا استمرّت الكتل الجليدية بالتراجع بهذا المقدار من الممكن أن تؤدي إلى إختفاء جليد جرينلاند كلّيّاً |
Bu buzullar, yaz boyunca kurak aylarda ürün yetiştirilen toprakların sulanmasına yardım ediyor. | Open Subtitles | هذه الأنهار الجليدية تشكل الجداول الصيفية أثناء الشهور الجافة والتي تستخدم لريّ المحاصيل |
Bir gün, hala hatırlıyorum... buzullar eridi ve buzdağları kuzeye doğru sürüklendi. | Open Subtitles | ذات يوم، لازلت أتذكر... فقد ذاب الجليد وانجراف الجبل الجليدي نحو الشمال |
Diğer türlü, eğer başaramazsak buzullar çok daha hızlı eriyecek. | TED | و لكن إن لم نستطع ذلك، الجليد سوف يذوب بشكل أسرع. |
Gezinin ilerleyen kısmında sorun buzullar değildi. | TED | وبعد ذلك في الرحلة الاستكشافية، لم تعد المشكلة بسبب الجليد. |
buzullar yıllardan beri sıkışmış karlardan oluşurlar | Open Subtitles | أنهار الجليد تتكون من ثلوج متراصة عبر السنين. |
Merkezinden kenarına doğru geniş buzullar şeklinde buzlar kayar. | Open Subtitles | تنزلق شرائح الجليد فيها نحو الأسفل من مركزها نحو حوافها في شكل انهار جليدية هائلة |
Grönland'ın batı sahilinde buzullar diplerinde gizli yer şekillerinin etrafında akıyor. | Open Subtitles | على ساحل جرينلاند الغربي تتدفق الأنهار الجليدية حول جميع أنحاء المعالم الطبيعية المخفية تحت الجليد |
Aslında son 50 yıldır tüm dünyadaki buzullar küçülmekte. | Open Subtitles | في الحقيقة ، في الخمسين سنةٍ الأخيرة تقلّص الجليد في جميع أنحاء العالم |
50,000 yıl önce buzullar Kuzey Kutbu'ndan aşağıya doğru ilerlemeye başlar. | Open Subtitles | قبل خمسون ألف عام، بدأت تتقدم الأنهار الجليدية من القطب الشمالي. |
Bin yıldan beri var olan buzullar ve deniz buzları, artık birkaç on yıl içerisinde yok oluyor. | TED | الأنهار الجليدية والجليد البحري التي كانت معنا منذ الآلاف السنين تختفي الآن في غضون عقود. |
Aklımıza o anda gelen imgeler eriyen buzullar ve buz kütleleri üzerinde akıntıya kapılan kutup ayıları. | TED | الصور التي تأتي سريعًا إلى العقل هي تلك الأشياء مثل تراجع الأنهار الجليدية والدببة القطبية علي جرف الجبال الجليدية. |
Okyanuslar gidiyor geliyor. Dağlar, buzullar gidiyor geliyor. | TED | يعودون معا. المحيطات تأتي وتذهب. الجبال تأتي وتذهب. الأنهار الجليدية تأتي وتذهب. |
On binlerce yıldır erimeyen karlar devasa buzullar oluşturdular. | Open Subtitles | عبر العشرات من آلاف السنوات الثلوج الغير ذائبة ضغطت في كتل جليدية هائلة. |
Dünyamız ısınıyor ve buzullar her yıl daha erken eriyor. | Open Subtitles | إن درجة حرارة كوكبنا تتزايد والبحر الجليدي بدأ في الانصهار مبكرا كل سنة |
Büyük buz tabakalarının eşiğindeyken kocaman buzullar acımasızca artacaktır. | Open Subtitles | بجانب حواف طبقات الجليد الشاسعة، تجري الأنهار الجليديّة بشكل متواصل. |
buzullar öylesine kalın ki, erimeye başlamaları için hava sıcaklığının günlerce sıfırın üzerinde kalması gerekecek. | Open Subtitles | لأن ثلج البحر سميك جداً فلن يتصدّع إلى أن تظلّ الحرارة فوق الصفر لعدّة أيام |