Hayır, hayır. O... İsviçre'de CERN'de danışmanlık yapıyor, olan biten her şeyi aklından çıkartmaya çalışıyor. | Open Subtitles | لا، لا، إنها تعمل مستشارة في سيرن في سويسرا، تحاول أن تخرج عقلها مما حدث |
Aslında, İnternet ağı da CERN'de icat edilmişti, böylece dünyanın her yerinden fizikçiler veri paylaşabiliyorlardı. | Open Subtitles | في الواقع، شبكة الويب العالمية تم اختراعها في سيرن حتى يتمكن الفيزيائيين في جميع أنحاء الكوكب يمكنهم مشاركة البيانات |
Sabah 3.00'e kadar uyanık kalacaklar çünkü CERN'de Higgs verisini Cenevre saatiyle sabah 9.00'da sunacaklar. | Open Subtitles | الذين يسهرون الليل حتى الساعة الثالثة صباحا لأنهم سيقدمون بيانات الهيجز في سيرن في الساعة 9: |
1970'lerde, sürekli büyüyen büyük verimiz CERN'de mantar gibi yayılan farklı bilgisayar takımları boyunca dağıtıldı. | TED | في السبعينات، كانت بياناتنا الضخمة النامية موزّعة عبر مجموعاتٍ مختلفةٍ من الحواسيب، المنتشرة في المختبر اﻷوروبي لفيزياء الجزيئات |
Tüm dünyadaki fizikçilerimizin CERN’de saklanan ve sürekli gelişen büyük veriye oraya gitmeden erişimini kolaylaştırmak için ağların aynı dilde konuşması gerekliydi. | TED | لتسهيل وصول علمائنا الفيزيائيين حول العالم إلى البيانات الضخمة الآخذة في التوسع المخزّنة في المختبر اﻷوروبي لفيزياء الجزيئات دون السفر، كان من اللازم أن تتحدث الشبكات بنفس اللغة |
En azından, burda CERN'de. | TED | حسنا, على الاقل, هنا في سيرن. |
25 yıl önce CERN'de çalışıyordum. | TED | قبل 25 عاما، كنت أعمل في سيرن. |
Elbette, böylesine bir hıza erişebilecek bir tren yapmak neredeyse imkânsızdır, ancak İsviçre'nin Cenova kentinde CERN'de dünyanın en büyük çekirdek hızlandırıcısıyla trene benzeyen bir şey inşa ettik. | Open Subtitles | بطبيعة الحال , بناء قطار يمكنه الوصول إلى مثل هذه السرعة هو مستحيل تماماً لكننا قمنا ببناء شيئاً مشابهاً جداً لهذا القطار في أكبر مُعجِل جسيمات "فى العالم في "سيرن |
- Piyanonun markası. CERN'de biraz Almanca öğrenmiştim. | Open Subtitles | إنه صانع البيانو، تعلمت القليل من الألمانية حينما كنت في (سيرن) |
Her şey, CERN'de, verilerimizde ilgimizi çeken bir şey görmemizle başladı. Bu, yeni bir parçacığın belirtisi, cevaplanamayan bu soruya belki de sıra dışı bir cevap için ipucuydu. | TED | بدأ ذلك عندما وجدنا شيء مثير للإهتمام في سيرن (المنظمة الاوروبية للابحاث النووية): تلميح لوجود جسيم جديد ، معلومة صغيرة قد تجيب بشكل استثنائي عن ذلك السؤال. |
O, CERN'de çalışıyor. | Open Subtitles | إنه في سيرن |
ABD'de yeni filizlenen internet çalışma standardını uyguladık, bunu Avrupa'nın geri kalanı takip etti ve esas halkayı Avrupa ile ABD arasında 1989'da CERN'de kurduk, böylece global internet uçuşa geçti! | TED | تبنينا معيار عمل الإنترنت الناشئ من الولايات، تلتها بقيّة أوروبا، وأنشأنا الرابط الرئيسي في المختبر اﻷوروبي لفيزياء الجزيئات بين أوروبا والولايات المتحدة في 1989، وانطلق الإنترنت العالمي! |