| Kısa bir süre içinde, cezamı altı aya kadar indirmiştim ve şansıma, müdür başı dertten hiç kurtulmayan insanlardan birisiydi. | Open Subtitles | وسريعاً، لَم يبق إلا 6 أشهر في مدة عقوبتي ولحسن حظي كان الآمر يعاني مِن الناس الذين لا تنتهي مشاكلهم |
| cezamı itirazsız kabul ediyorum. Baba, bu sessiz tavrın yeter artık. | Open Subtitles | أقبل عقوبتي من دون أي إحتجاج، أبي كف عن المعاملة الصامته |
| Tek istediğim biriyle paylaşmak. İçeri girer, cezamı öder. Kurtulur çıkarım. | Open Subtitles | أردت فقط أن أخبر أحداً بما فعلت أذهب لأتلقي عقابي , وأزيحه عني |
| Dersimi aldığıma göre, Kendi cezamı kendim seçmeliyim,değil mi? | Open Subtitles | إذاً، طالما أكتشفت ذلك بنفسي فيجب أن أختار عقابي بنفسي، أليس كذلك ؟ |
| Hız cezamı görmezden geldi, cesur olduğumu söyledi. | Open Subtitles | أقنعته بعدم تحرير مخالفة سرعة لي، قال أنني شجاعة |
| Bunu istemiyorum. cezamı çektim. | Open Subtitles | أنا لا أريد ذلك لقد قضيت محكوميتي اللعينه |
| Eğer sana dokunursam beni 48 saat hücreye atarlar ve cezamı uzatırlar. | Open Subtitles | لكن إذا لمستك فقط سيضعوني بالحجز ليومين وتمديد فترة حكمي |
| - cezamı çekmeliyim. | Open Subtitles | يجب أن أنال جزائي. |
| Hem de cezamı çekene kadar para cezası ödemek zorunda değilmişim. | Open Subtitles | وأي غرامة علي دفعها لن يتم دفعها حتى أقضي فترة عقوبتي |
| Hem de cezamı çekene kadar para cezası ödemek zorunda değilmişim. | Open Subtitles | وأي غرامة لازم ادفعها مش هاتتدفع لحد ما اقضي فترة عقوبتي |
| cezamı çektiğim süre boyunca bira, sigara ve boş vakit istiyorum. | Open Subtitles | أريد جعّة, و سيجار و وقت فراغ حتى أنتهي من عقوبتي. |
| Hem onun, hem de benim cezamı yaparım. Sadece onu bırakın, lütfen. | Open Subtitles | سأقضي مدة عقوبتي ومدتها فقط دعها ترحل ، رجاء |
| Zamanı gelip her şey bittiğinde cezamı çekeceğim. | Open Subtitles | عندما يحين الوقت وينتهي كل شيء سأتلقى عقابي |
| Yanlış bir şey yaptığımı kabul edip cezamı çekip yoluma devam edeceğim. | Open Subtitles | سوف أعترف لقد قمت بشيء خاطئ سأخذ عقابي وأمضي قدما |
| Kuralları çiğnedim, cezamı çekmeye hazırım. | Open Subtitles | لقد تجاوزت حدودي و أنا مستعدة لقبول عقابي. |
| Bakın, eğer yanlış bir şey yaptıysam cezamı kesin de gideyim. | Open Subtitles | إسمعي لو فعلت شيء خاطئ أكتبي لي مخالفة ودعيني أذهب |
| Park cezamı ödemeyi unuttuğum o zamanı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتذكرين عندما نسيت دفع مخالفة ركن السيارة؟ |
| Hapse gireceğimi, ama cezamı çekip çenemi kapalı tutarsam çıktığımda bir miktar para alabileceğimi söyledi. | Open Subtitles | أخبرني اني سأسجن, ويمكنني الخروج منها بقليل من النقود أن اديت محكوميتي, وابقيت فمي مغلقاً. |
| Şu anda cezamı yarılamış olacaktım buna inanabiliyor musun? | Open Subtitles | هل تصدقين أنني سأكون أنهيت نصف فترة حكمي بحلول الآن؟ |
| cezamı çektim. | Open Subtitles | - لقد نلت جزائي |
| Yüce mahkeme cezamı iptal etti. | Open Subtitles | المحكمة العليا أعادت النظر فى الإدانة الموجهة ضدى |
| Bu yüzden anlaşmayı imzaladım, cezamı aldım ve kefaleti yolladım. | Open Subtitles | لذلك وقعت اتفاقا بقبولى الاتهام ودفع الغرامة |
| cezamı tamamlayıp çıktım. Tekrar girdiğimde o gitmişti. | Open Subtitles | أنهيت مدتي و خرجت المرة الثانية التي جئت إلى هنا , كانت قد رحلت |
| Nöbetçi, cezamı vermeniz için beni huzurunuza yolladı. | Open Subtitles | الخفير ارسلني اليك سعادتك لعقابي |
| Sanırım iyi haber şu. cezamı tam çekemeyeceğim. | Open Subtitles | أعتقد ان الخبر الجيد أنني لن أكمّل فترة العقوبة |
| Bay Poirot, cezamı çekeceğim, bundan emin olun. | Open Subtitles | سيد بوارو, انا سأواجه عقوبتى اؤكد لك ذلك |