Belki nefes almak için ciğerlerini kullanmak yerine kan akışını kullanıyorsun. | TED | ربما أنت تتنفس بما تملك من أوكسجين يتدفق عبر دمك عوضًا أن يتدفق عبر رئتيك. |
Yakında, ciğerlerini Duff Light veya yeni Duff Blue ile dolduruyor olacaksın. | Open Subtitles | قريبا ستملئ رئتيك بجعة دف أو جعة دف الخفيفة، أو جعة دف الزرقاء الجديدة |
Eğer bu palyaço Grissom'a dokunacak olursa onun ciğerlerini söker, eline veririm. | Open Subtitles | اذا استطاع هذا المهرج لمس جريسوم، لكنت سلمته رئتيه الآن |
Eğer bu palyaço Grissom'a dokunacak olursa, onun ciğerlerini söker, eline veririm. | Open Subtitles | اذا استطاع هذا المهرج لمس جريسوم، لكنت سلمته رئتيه الآن |
Eğer daha büyük bir sorun varsa kadının ciğerlerini mahvetmekten çekinmezdi. | Open Subtitles | ما كان ليخشى تعريض رئتيها للخطر إن كان هناك شئ أهم |
ciğerlerini açmak için iyidir. O buraya ait. Şimdi sen arkanı dönüp... | Open Subtitles | مفيدة لزيادة استيعاب الرئة ليس هنا ..لذا يمكنك أن |
Kaldırma kuvveti neredeyse hiç olmadığı için, ciğerlerini doldursa bile nefes alabilirsin. | Open Subtitles | بالكاد تطوف الأشياء ، حتى لو امتلأت رئتيك منها ، فستكوني قادرة على التنفس |
Ne yazık ki, iltihapla dolduracağım ciğerlerini. | Open Subtitles | ♪ من سوءِ حظك أنَّني سأملئ رئتيك بالصديد ♪ |
Zehri boşaltmak için ciğerlerini suyla doldurmam gerekiyordu. | Open Subtitles | لقد اضطررت إلى ملئ رئتيك بالماء لطرده للخارج |
İlk başta küf ya da asbestos olduğunu farketmezsin ama, onlara ciğerlerini mahvetmeleri için en az bir yıl veriyorum. | Open Subtitles | بعد بضعة أيام، لن تلاحظ حتى تلك الفطريات والصخور أظن أنّكَ ستحتاجُ عاماً على الأقل لتَرسخ الروائح في رئتيك |
Ama olurda Etrigan'ı çağırmaya yeltenirsen sen daha ilk dizeni bitiremeden ciğerlerini yerinden sökerim. | Open Subtitles | سأملئ رئتيك بالسوائل الإفرازية قبل إنتاهءك من تلاوة أولى جزء من صلواتك |
Bir BT taraması daha alıp ciğerlerini tekrar kontrol etmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن نجري رسماً سطحياً آخر و نتفقد رئتيه |
Kanındaki diğer şeylerle birlikte, ciğerlerini paralize etmiş. | Open Subtitles | بوجود هذه المواد التي وجدناها في دمه فقد قامت بشل رئتيه |
Dönen bıçaklar omurgasını yırtıp, ciğerlerini parçalamış olmalı. | Open Subtitles | الشفرات المتحركة لابد أنها قسمت عموده الفقري ومزقت رئتيه |
ciğerlerini boşaltın, kültür gönderin kanser için sitoloji yapın ve tansiyonunu ölçün. | Open Subtitles | قوموا ببزل رئتيه واجروا مزارع وافحصوا الخلايا للسرطان، وتفقدوا ضغط دمه |
Kendine zarar vermesinin dışında, ciğerlerini dolu hissedebilmek için, aslında onlara sahipken. | TED | ليس من مبدأ التدمير الذاتي, لكن حتى تشعر بأن رئتيها قد أمتلئت في حين أنها لازالت تملكهم |
Katil sonunda ciğerlerini delmeden önce bir çok kere onları bıçaklamış. | Open Subtitles | مما يشير إلى أن القاتل قد حاول مرات عديدة قبل أن يثقب الرئة أخيراً |
Sonra ciğerlerini çökerten ikinci iğneyi yapıyoruz. | Open Subtitles | ثم نحقنه بالحقنة الثانية, التى تفجر الرئتين |
İğneyle idamda, önce bir anestetik madde enjekte edilir böylece uykuya dalarsın, sonra felç edici bir madde verilir o da diyaframını ve ciğerlerini durdurur, sonra potasyum kalbini durdurur. | Open Subtitles | ومع الحقنة المميتة يحقنونكَ بمخدِّرٍ أولاً كي تنامَ أولاً، ثمّ بحقنةٍ شالة كي توقف حاجبكَ الحاجز ورئتيك... |
Dişlerin dökülmeden önce bile kelleşmeden önce, ciğerlerini harap etmeden önce, cesaretin uçar gider. | Open Subtitles | حتى قبل سقوط أسنانك وقبل أن تصبح أصلعًا وقبل أن تدمّر كبدك |
Kazak geleneklerine göre Balapan tilkinin ciğerlerini alacak. | Open Subtitles | ، حسب أعراف الكازاك تحصل بالابان على رئة الثعلب |
Çocuklarıma bir zarar gelecek olursa göğsünden ciğerlerini söker atarım rahip. | Open Subtitles | إن حدث مكروه لولداي، فسوف أمزّق رئتاك خارج جسدك، أيها الكاهن. |
Mark Daniel, insanın ciğerlerini kanatacak kadar söylenip duruyor. | Open Subtitles | (مارك دانييل) مكتئب و يئن بشكل قد يجعلك رئتيكَ تنزف |
Şimdi ciğerlerini dinleyeceğim, tamam mı? | Open Subtitles | الان , لنستمع الى رئتيكِ , أيمكننا ذلك ؟ |
Umarım ciğerlerini kusarken ölürsün. | Open Subtitles | أتمنّى أن تموتين وأنت تتقيّئين على كليتيك. |