Bu doğru Başmüfettiş. Cust hapse atıldı ve başka cinayet olmayacak. Bitti. | Open Subtitles | هذا صحيح يا رئيس المفتشين "كاست" في السجن ولن يقتل مرّة أخرى |
Bay Cust'ın ürkek kişiliği, onu katil için ideal araç yapıyordu. | Open Subtitles | شخصية السيد "كاست" الضئيلة كلها جعل منه بالنسبة للقاتل أداة مثالية |
Eğer iz yazmadıysanız Bay Cust, kim yazdı? | Open Subtitles | إن لم تكتب الخطابات يا سيد "كاست" فمن فعل؟ |
Bu sahilde işlenen cinayet esnasında burada olmadığına dair Bay Cust'ın bir beyanı var. | Open Subtitles | السيد "كاست" كانت لديه حجة غياب في الجريمة المزعوم أنه ارتكبها على هذا الشاطئ |
Bay Cust'ı ilk gördüğümde Başmüfettiş, suçlu olmadığını anlamıştım. | Open Subtitles | حين رأيت السيد "كاست" لأول مرّة عرفت أنه ليس القاتل |
Katil, zaten pek çok plan tasarlamaktaydı, şans eseri Bay Cust ile bir araya gelmesi de, bir fikrin oluşmasına sebep oldu. | Open Subtitles | القاتل وضع عدة مخططات سلفاً لقاء عرضي بالسيد "كاست" أعطاه الفكرة |
Belki ismi olan Alexandre Bonaparte Cust, katile alfabetik sıralı cinayetler fikrini vermişti. | Open Subtitles | ربما اسمه، "ألكساندر بونابرت كاست" أوحى للقاتل بفكرة الجرائم الأبجدية |
Bay Cust'a sanki tanınmış bir firmadan gönderilmiş gibi görünen mektuplar geldi. | Open Subtitles | بعض الخطابات أرسلت للسيد "كاست" من بائع جملة معروف |
ve sonrasında, bunun için kullanılan daktilo Bay Cust'a gönderilmişti, güya işi için kullansın diye. | Open Subtitles | وبعدها تم إرسال الآلة الطابعة للسيد "كاست" تحت زعم استخدامها للعمل |
ve burası da Bay Cust'ın kişiliğinin, katile ait olan payı ortaya çıkıyordu. | Open Subtitles | وهنا يأتي دور معرفة شخصية السيد "كاست" لدى القاتل لتؤتي بثمارها |
Bay Cust'ın sözde işvereninden aldığı mektupta, hangi otelde kalacağı da söylenmişti. | Open Subtitles | في الخطاب الذي تلقاه السيد "كاست" من رئيسه المزعوم تم اعطاءه بالتعليمات بالفندق الذي سيقيم فيه |
ve gösteri bitip de Bay Cust çıkarken, koridorda yanından geçtiği kişiyi farketmedi. | Open Subtitles | وحين انتهى العرض وغادر السيد "كاست" لم يلحظ أن الشخص الذي مر بجانبه في الممر |
Bay Cust'a gönderilen daktilodaydılar. | Open Subtitles | تم العثور عليها على الآلة الكاتبة التي أرسلت للسيد "كاست" |
Kabul etmeyin, Monsieur Cust. Sağlam durun. | Open Subtitles | لا تقبل يا سيد "كاست" يجب أن تبقى ثابتاً |
Cust ile Eastbourne'daki Royal George Hotel'de 24 Ağustos akşamı buluştuğuna her şey üzerine yemin ediyor. | Open Subtitles | إنه يقسم أنه قابل "كاست" في فندق (رويال جورج) في (إيستبورن) في ليلة الرابع والعشرين من أغسطس |
Ve eğer doğruyu söylüyorsa, Bay Cust gece 12 ile 1 arasında Bexhill'de olup, | Open Subtitles | وإن كان يقول الحقيقة، فلا يمكن للسيد "كاست" أن يكون على شاطئ (بيكسهل) |
Böyle bir suç için Bay Cust'ın ne yeterli kurnazlığı, ne yeterli cüreti, ve ekleyeyim, ...ne de yeterli zekası vardı. | Open Subtitles | السيد "كاست" لا يملك الاحتيال والجرأة ولا حتى... الذكاء... |
Bay Cust'ı düşünebiliyor musunuz, siz İngilizler'in deyişiyle genç ve güzel bir kızı "götürürken"? | Open Subtitles | هل تتصورن السيد "كاست" كما تقولون أنتم الإنكليز... يغري فتاة جميلة صغيرة؟ |
Churston'da, Lady Clarke Bayan Grey'i Bay Cust ile konuşurken gördü. | Open Subtitles | في (تشرستن)، السيدة "كلارك" شاهدت الآنسة "غراي" تتحدث مع "كاست" |
Katilimiz, Bay Cust'ı sinemaya dek takip etti, | Open Subtitles | قاتلنا تبع السيد "كاست" إلى السينما |