Bugün, kapsamı ve ölçeği Sanayi Devrimi ile kıyaslanabilecek bir ekonomik dönüşümün görüldüğü bir çağdan geçiyoruz. | TED | اليوم ، نحن نعيش خلال عصر التحول الاقتصادي المماثل في حجمه و نطاقه للثورة الصناعية. |
Fakat dönüşümün ikincisi olan iklim değişimi için yapılacakların kararını vermek zorundayız. | TED | لكن التحول الثاني، التحول المناخي، فعلينا أن نقرر ما سنقوم به. |
Evet, ihtiyaç duyduğumuz dönüşümün önündeki zorluklar büyük, fakat çözülebilir. | TED | نعم، تحديات التحول نحتاج كبيرة، ولكن يمكن حلها. |
Daha geniş çaplı motivasyon için, dönüşümün daha derin bir amaç hissiyle bağlanması gerekir. | TED | للتحفيز بنطاق أوسع، يحتاج التحول أن يكون على اتصال أعمق بجوهر الهدف. |
Yalnızca dönüşümün mucizesi. | Open Subtitles | ليس هناك موت أيها الأحمق أنها فقط معجزة التحويل |
Ama bu, insanların sahip olduğu gücü ve dönüşümün gerçekleşmesinin nedenlerini gösterir. | TED | ولكن ذلك يعطي فكرة عما يمكن أن تفعله الطاقات البشرية ، وما تملكه الجماهير، والسبب وراء حدوث هذا التحول. |
Bu tecrübeye bayıldım, çünkü bana dönüşümün, anlık mesajlar üzerinden bile mümkün olduğunu gösterdi. | TED | أحببتُ هذه التجربة، لأنها أوضحت لي بأن التحول ممكنًا، حتى من خلال رسائل مباشرة. |
Bu şekilde değişebildiğine göre, sen zaten dönüşümün temek tekniğini iyice öğrenmişsin demektir. | Open Subtitles | لقد تغيرت هكذا لانك اتقنت مهارة التحول الاولية |
İnsanların gözlemlenmesi, dönüşümün temelini oluşturur. | Open Subtitles | توخي الحذر من مراقبة البشر هو اساس مهارة التحول |
dönüşümün ortasında mayına bastım, birçok sistemi tehlikeye attı. | Open Subtitles | لقد إصطدمت بلغم في منتصف التحول و قد أثر فى نظم متعددة |
Şimdi, gerçek benliklerinden gelen dönüşümün gücünü hissedin. | Open Subtitles | اشعروا الان بقوة التحول تمر عبر انفسكم الحقيقية |
İnsanlar ile hayvanlar arasında dönüşümün geliştiği dini bir görüşe sahip olduklarını apaçık gösteren efsane betimlemeleri. | Open Subtitles | الأسطورة التصويرية التي تظهر بوضوح أن كان لهؤلاء الناس مفهوم ديني تطور عملية التحول بين البشر و الحيوانات |
dönüşümün getirdiği şoka rağmen kendi türüyle beraber olmanın en iyisi olduğunu düşündü sanırım. | Open Subtitles | افترض ان صدمة ,التحول كانت كبيرة هي لا تزال تعتقد ان من . الافضل ان تبقي مع بني جنسها |
Örneğin en başta amaç geçmişi değiştirmekti, dönüşümün gücünü kullanmaktı. | Open Subtitles | على سبيل المثال, في البدايه, كان بخصوص تغيير الماضي, قوة التحول |
Kadınların dönüşümün acısına katlanamadığını söylüyorlar ama bana mantıksız geliyor. | Open Subtitles | قالوا انها كانت لأن المرأة لا يمكن تحمل الألم من التحول ولكن في رأيي أنه لا معنى له |
Ayrıca temiz ve yenilenebilir enerji konusunda dev yatırımlar yapıyorlar, hidro güç, rüzgar ve güneş enerjisi gibi ve bu dönüşümün hızı ve ölçeklendirilmesi akıllara durgunluk verecek cinsten. | TED | واستثمروا بقوة في الطاقة النظيفة والمتجددة، مثل الطاقة المائية وطاقة الرياح والطاقة الشمسية ووتيرة وحجم هذا التحول كان لها أثر كبير. |
Bonsai aslında. dönüşümün ve yüceliğin bir kapta hayat bulmuş hâli. | Open Subtitles | في الحقيقة انها (بونساي) التحول الطبيعي و الاعلاء في بودقة واحدة |
dönüşümün tamamlanması an meselesi. | Open Subtitles | انها فقط مسألة وقت قبل أن يكتمل التحول |
Siz işlemi anlamadınız, çünkü bu dönüşümün 3000 yıl önce başladığını varsaydınız. | Open Subtitles | أنت لم تتصور العملية لأنك إفترضت بأنّ هذا التحويل بدأ قبل 3,000 سنة. |
Sanırım bu şeyler dönüşümün devam eden birer parçası. | Open Subtitles | اعتقد ان هذه قطعه من التحويل كل هذه الاشياء ذهبت |
dönüşümün bir aşaması. | Open Subtitles | إنها مرحلة انتقالية |