"döndüğümüz zaman" - Traduction Turc en Arabe

• عندما نعود
• عندما عدنا
• نعود بعد

Düşünüyorum da şehre döndüğümüz zaman raporları yazdıktan ve sen de tekrar çirkin olduğunda belki bir akşam yemeği yeriz, ne dersin?
كنت اعتقد عندما نعود بعد ان نكتب تقريرنا وانتي تصبحين قبيحه مره اخرى

Şehre döndüğümüz zaman bir süreliğine ayrılsak iyi olacak.
عندما نعود إلى المدينة، أعتقد أننا يجب أن تفصل لفترة من الوقت.

Düşünüyorum da şehre döndüğümüz zaman raporları yazdıktan ve sen de tekrar çirkin olduğunda belki bir akşam yemeği yeriz, ne dersin?
عندما نعود بعد ان نكتب تقريرنا وانتي تصبحين قبيحه مره اخرى ربما يمكننا الخروج للعشاء

Parktan döndüğümüz zaman sahibe bizi bekliyordu.
عندما عدنا من المنتزه السيدة كانت فى أنتظارنا

Eve döndüğümüz zaman, Jolie'yi dağa götürelim.
عندما نعود للمنــزل ،، لنأخذ جولي للجبــل

Bu okula döndüğümüz zaman gelip iyi çalışmalısın.
عندما نعود إلى تلك المدرسة عليك المذاكرة جيداً

Evet, bir seneliğine. Hem döndüğümüz zaman senin burada bizi bekliyor olmanı istiyoruz.
نعم, لمده عام و عندما نعود نريدك أن تكون هنا بانتظارنا

Otele döndüğümüz zaman, lobiye gidin ve pencerelerden uzak durun.
‫عندما نعود إلى الفندق ‫اذهب إلى البهو ‫وابقي بعيدا عن النوافذ.

- Geri döndüğümüz zaman Şef.
سننظف الرسوم عندما نعود ، أيّها الرئيس نعم

Endişelenme. Geri döndüğümüz zaman kargonu alacağız.
لا تقلق سنسترد حمولتك عندما نعود

Belki yakıt kamyonuna döndüğümüz zaman...
لربما عندما نعود إلى شاحنة الوقود

Yarın eve döndüğümüz zaman Beth ile sorunlarımızı halledeceğim.
أتعرف عندما نعود للبيت غداً... سأصلح الأمور مع بيث

Hong Kong'a döndüğümüz zaman bunu düşünürüz.
دعونا نفكر في الأمر عندما "نعود الى "هونج كونج

döndüğümüz zaman ödevine yardım ederim.
سأساعدك على حل فرضك المنزلي عندما نعود

Hayır, döndüğümüz zaman bunu bizzat ben yapmak istiyorum.
لا،أريد فعل ذلك بنفسي عندما نعود

- döndüğümüz zaman söylersin.
-أخبرني عندما نعود

Ülkeye döndüğümüz zaman, sanki aynı aileden değilmişiz gibi farklı kuyruklarda bekliyoruz.
عندما عدنا انا وانتِ الى البلاد كان علينا ان ننتظر في طوابير منفصلة كما لو اننا لسنا من عائلة واحدة

Hiroşima'dan döndüğümüz zaman bizim saygıyı hak eden kurbanlar olduğumuzu söylemiştin.
(عندما عدنا من (هيروشيما قلتِ بأننا ضحايا نستحق الإحترام