Benimle dört saat önce burada buluşmalıydın. | Open Subtitles | كان المفروض أن تقابلني هنا قبل أربع ساعات |
Ne garip, dört saat önce, birbirimizi tanımıyorduk bile. | Open Subtitles | من الصعب تصديق أننا قبل أربع ساعات لم نعرف بعضنا |
Onu dört saat önce başından vurdum. | Open Subtitles | أطلقت النار عليه في الرأس قبل أربع ساعات |
Duggan, dört saat önce Ventimiglia'dan sınırı geçmiş. | Open Subtitles | دوجان عبر الحدود في فينتيميجيليا منذ أربع ساعات مضت. |
dört saat önce yanından ayrıldın ve hâlâ eve dönmedi değil mi? | Open Subtitles | لقد تركته منذ أربع ساعات ولم يعد للمنزل إلى الآن؟ |
dört saat önce elma suyu hakkında methiyeler diziyordunuz. | Open Subtitles | منذ اربع ساعات كنت تناقش حبك لعصير التفاح |
Çünkü dört saat önce muhtemelen o rahip bu bilgisayardan Veritas'ın bir kopyasını oraya göndermiş. | Open Subtitles | لأنه قبل أربع ساعات قام أحدهم، وأظنه الكاهن بإرسال بريد إلكتروني يحوي نسخة مترجمة من الفيريتاس من هذا الحاسوب |
- Fok mu dedin? - Evet dört saat önce dedim. Fok satıyorum. | Open Subtitles | -أجل, لقد أخبرتك بذلك , قبل أربع ساعات, أنّني أقوم ببيع الفقمات |
Patlamadan dört saat önce çekilmiş. | Open Subtitles | -ما هذه؟ -اُلتقطت قبل أربع ساعات عن الانفجار |
-Evet, yaklaşık dört saat önce. | Open Subtitles | نعم، تقريباً قبل أربع ساعات |
Gözlerinin önünde hem de. dört saat önce. | Open Subtitles | أمام ناظريكِ، قبل أربع ساعات |
dört saat önce | Open Subtitles | وسأتذكر محفظتي قبل أربع ساعات |
Bu dört saat önce çekilmiş. | Open Subtitles | هذه قبل أربع ساعات |
Bu daha dört saat önce oldu. | Open Subtitles | انه حدث قبل أربع ساعات. |
Max, rehinecinin Katie Dawson'dan dört saat önce öldüğünü söyledi. | Open Subtitles | قال (ماكس) أن مالك متجر الرهن توفي (قبل أربع ساعات من (كاتي داوسون |
dört saat önce oğlunun uyku saatiydi, Ve ona bir ninni söyleyeceğini söylemiştin. | Open Subtitles | لقد حلَّ وقت نوم إبنك منذ أربع ساعات, و قد قلت بأنك ستغني له حتى ينام |
dört saat önce... yemek yaptım. | Open Subtitles | قمت بتحضير العشاء لنا منذ أربع ساعات |
dört saat önce serbest bırakılmış. | Open Subtitles | تم إطلق سراحه منذ أربع ساعات |
dört saat önce onu alıp götürdü. - Fırtınadan önce. | Open Subtitles | واخذه منذ اربع ساعات قبل العاصفة |
- Martini? dört saat önce gelmiş olmalı. Saatler ne çabuk geçiyor, değil mi? | Open Subtitles | لكن ذلك كان منذ أربعة ساعات أين ذهب المساء ؟ |
dört saat önce internette duyduğunuz haberlerle karşınızdayım. | Open Subtitles | سمعت اربع ساعات قبل على شبكة الإنترنت. |