"döven" - Traduction Turc en Arabe

    • يضرب
        
    • ضرب
        
    • يضربون
        
    • ضربك
        
    • ضربوا
        
    • ضربوك
        
    • ويضرب
        
    • ضَربَ
        
    • يضربك
        
    • يضربها
        
    • يعتدي
        
    • معنّف
        
    Karısını metal sopayla döven bir adamın... kafasına sıkmak gerekir. Open Subtitles أي رجل يضرب زوجته بمضرب معدني يجب أن يرمي بالرصاص
    Eşini ve çocuğunu döven pislik herif Corpus Christi'yi hiç terk etmemiş. Open Subtitles الوغد الذي يضرب زوجته الحقير الذي يضرب الاطفال لم يغادر كوربس كريستي
    17 yaşındaki bir kızı öldürene kadar döven ben değilim. Open Subtitles لست انا من ضرب فتاة عمرها 17 عاماً حتى الموت
    Karısını döven, sincap katili, taşralı hödüğün oyunu kaybetmek istemezsin. Open Subtitles لا تريد خسارة ضرب الزوجة أو قتل السنجاب والتصويت الريفي
    Tacizci derken sadece kadınları döven erkekleri kastetmiyorum. TED وعندما أقول مسيئون، لا أعني فقط الرجال الذين يضربون النساء.
    Çünkü sana işgence yapan aynı adam, seni döven, aşağılayan... Open Subtitles لأنّه نفس الرجل الذي عذّبك و ضربك و أذلّك
    Tutuklamada zorluk çıkaran, kadın döven bu sarhoş pisliğe ne kadar ödenecek? Open Subtitles كم ستدفعون لهذا الوغد السكيّر الذي يضرب زوجته من أجل مقاومته الاعتقال؟
    Karısını evde döven adam artık onu sokak ortasında döver. Open Subtitles الرجل الذي يضرب زوجته في المنزل سوف يضربها في الشارع.
    Şimdi hızlıca sonraki yıllara geçelim. Onca yaptığı şeyin arasında karısını döven ve sonu pek iyi bitmeyen bir adam hakkında bir roman yazdım. TED دعونا نقفز بضع سنوات إلى الأمام، كتبت رواية عن رجل يضرب زوجته لكن قصته لا تنتهي بشكل سعيد.
    Kendi gölgesinden bile korktuğundan kaldırmadığı için kadınları döven bir domuz. Open Subtitles خنزير قبيح يضرب النساء لأنه عاجز، ولأنه يخاف من خياله.
    Mahkemeye göre sen, karısını döven köylüler gibi bana saldırdın ve dövdün. Open Subtitles و طبقا للمحكمة كنت تضربنى بعنف كما يضرب الزوج زوجته الخائنة
    Kadınları döven tek kollu biri. Open Subtitles مجرد رجل أكتع يحب ضرب النساء، ذلك كل شيء.
    Bu sabah annesini döven bir kız vardı ve anne öldü. Open Subtitles هذا الصباح كان لي فتاة صغيرة ضرب أمها، وأمها متوفاة.
    Sen şu beyaz polis olmalısın, ha? Zenciyi döven. Open Subtitles لآ بد و أنك ذلك الشرطى الأبيض الذى ضرب الرجل الأسود
    Evet ama az önce iki görgü tanığı adamı döven ve hastanelik edenin o olduğunu söylediler. Open Subtitles أولئك الشاهدين قالا بأنّه هو الوحيّد الذي ضرب الرجل ووضعه بالمستشفى.
    Kendilerini sevmeyenleri tutuklayan, saygı göstermeyenleri döven, zarar verenleri öldüren çok rozetliyle birlikte büyüdüm. Open Subtitles ترعرت حول الكثير من الشارات ، الّذين يعتقلون رجلاُ لأنّه لايروقهم . يضربون رجلاً لأنّه لايحترمهم
    videodaki silahsız adamı durmaksızın döven 4 polis memuru suçsuz bulundu. Open Subtitles تم الحكم ببراءة الأربع ضباط الذين تم تصوريهم يضربون رجلا غير مسلح على نحو متكرر
    Daha önce size tokat atan, sizi döven eşiniz... Open Subtitles زوجك ، في مناسبة سابقة صفعك. . ضربك
    Buraya üç oğlumu ayakta duramayacak hale gelinceye kadar döven 20 cesur adamını şikayet etmek için gelmedim. Open Subtitles الآن لا أَشتكي هنا حوالي 20 من رجالك الشجعان الذين ضربوا ثلاثة من أولادي حتى هم لا يستطيعون أَن يقفوا ربما كانوا يأتون
    Seni döven mahkumlardan ben sorumlu olduğum için bu düşmanca tavrını üzerime alınmıyorum. Open Subtitles لا آخذ نبرتك العدائيّة تجاهي إهانة طالما أنّي المسئول عن المساجين الذين ضربوك.
    Bart Simpson. Dik saç, yumuşak böbrek, hep kendisini döven? Open Subtitles شعر مصفف إلى أعلى وكليتان رقيقتان ويضرب نفسه دوماً
    Bu da Debo'yu döven kuzenim Craig. Open Subtitles ذلك إبنُ عمي كريج الذي ضَربَ ديبو.
    Benim zamanımda müdür yardımcısı beden eğitimi hocasının arabasında bir kızın bekâretini çaldığın için seni döven kıllı bir gorildi. Open Subtitles حسنا على ايامي نائب المدير كان احمق ذو شعر يضربك كثيرا لتسكعك مع الفتيات في القاعة الرياضية
    Size, beni döven bir adamla yaşamaya devam edecek dünyadaki son kişi olduğumu kendim söylerdim; fakat aslında yaşımdan dolayı tipik bir kurbandım. TED كنت أقول لنفسي أنا آخر انسانة على وجه الأرض اللتي يمكن أن تبقى مع رجل يضربها. لكن بالواقع كنت ضحية نمطية بسبب عمري.
    Beni döven ve bana her şekilde saldıran alkolik bir babayla yaşıyordum. TED يضربني و يعتدي عليّ ، و كان كله بداخل ذلك
    Hâlâ uyuşturucu bağımlısı, eşini döven cahil bir adam oluşunu. Open Subtitles لا يزال نفس مدمن المخدّرات معنّف الزوجات الأمّي الذي كان

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus