"düşüş" - Traduction Turc en Arabe

    • السقوط
        
    • سقوط
        
    • هبوط
        
    • انخفاض
        
    • إنخفاض
        
    • الهبوط
        
    • سقطة
        
    • إنخفاضا
        
    • سقوطاً
        
    • السقطة
        
    • يهبط
        
    • لسقوط
        
    • سقوطنا
        
    • انخفاضات
        
    • إنحدار
        
    Bugüne kadar da düşüş henüz durmuş değil. Hala daha düşüyorum. TED و إلى حد اليوم لم يتوقف ذلك السقوط ؛ لازلت أسقط.
    Burada yukarıda başlıyor, ama sonra serbest bir düşüş var. TED النسبة تبدأ من الأعلى هنا, لكنها بعد ذلك تبدأ في السقوط الحر.
    Önemsiz bir düşüş sanmıştık, ama artık konuşamıyor ve hareket edemiyor. Open Subtitles ظننا أنه مجرد سقوط لكنه لا يمكنها التحرك أو التحدث الآن
    Bunca saat sonra faaliyetlerinde azalma, ya da kan basıncında düşüş yok. Open Subtitles بعد كل هذه الساعاتِ لا يوجد هبوط في النشاطِ، و لا هبوطَ في ضغطِ الدم.
    Soğuk Savaşın bitiminden bu yana, son yirmi yıl içerisinde iç savaş sayısında genel bir düşüş görülüyor. TED حيث ان المنحى العام منذ انتهاء الحرب الباردة الى العقدين الاخرين يشير الى انخفاض عام في عدد الحروب الاهلية
    Suç oranında düşüş de olduğuna göre bu işe yarayabilir. Open Subtitles لابد أن له قيمة ، هناك إنخفاض في معدّل الجرائم
    Vücudum kendi kendine derinlere düşmek için yeterli derecede yoğun ve ağırdır. "Serbest düşüş fazı" olarak anlandırılan faza girerim. TED جسمي ثقيل وكثيف بما يكفي للسقوط الحرّ في الأعماق ثم نصل لما نسميه مرحلة السقوط الحرّ.
    "düşüş", son kuş geri gelene kadar huzursuzluğun bitmeyeceğini söyleyen mitolojik inanışı keşfediyor. TED "السقوط" يكشف الاعتقاد الأسطوري بأنه ستكون هناك اضطرابات حتى يتم إرجاع الطائر الأخير.
    Bu araç ve içindeki her şey Dünya etrafında serbest düşüş hâlindeler ve yer çekiminden etkilenmiyorlar. TED المركبة وكل شيء بالداخل يتواجدون في شكل من أشكال السقوط الحر حول الأرض، ولا يتعرضون لتأثير الجاذبية.
    Ama aslında, düşüş benzetmesi çoğu kez yanıltıcıdır. TED ولكن في الحقيقة، السقوط المجازي هو مجاز مضلل جدا.
    düşüş kafatasının tepesini kırdı ve kuşkusuz beyin etkilendi. Open Subtitles السقوط تسبب فى كسر سقف الجمجمه و ليس هناك شك أن المخ قد تأثر
    "...ve doğal olarak uçmak akıllarına gelmediğinden ölümcül bir düşüş başlar. Open Subtitles ويَنْسوا الطَيَرَاْن ، ويسقطوا كلاهما أسفل وأسفل في سقوط عظيم مُميت
    40 metrelik düşüş var . Bacak kazığa oturtma . Open Subtitles لدينا سقوط من ارتفاع 40 قدم , و رجل مطعونه
    Ama Dedektif Eckhart'ın vücudunun düşüş şekline göre bence su tarafındaki kayalıklardan gelmiş olamaz. Open Subtitles ولكن من طريقة سقوط جسد المفتش إكهارت لا يمكن أن تكون أتت من جهة الصخور وأيضا الماء
    Hayır, borsada borsada minik bir düşüş yaşandı ve 13 milyon dolar kaybettim. Open Subtitles كلا , حدث هبوط بسيط بالسوق وخسرت 13 مليون دولار
    CA: Son otuz senede Amerika'da suçta çok büyük bir düşüş var. TED ك.أ. : كان هناك انخفاض شديد في معدل الجريمة في أمريكا في الثلاثين سنةً الأخيرة.
    kayıpları var, her savaşın olduğu gibi. Altyapı birincisi; meslek okulları kayıtlarındaki düşüş ikincisi. TED كغيرها من الحروب. أولاً البنية التحتية ثانياً إنخفاض معدلات لإلتحاق بالمدارس التجارية.
    Ancak yaşlanma hakkında ne kadar bilgi sahibi olursak, yaşlanmanın kaçınılmaz bir düşüş olduğu fikri göze o kadar yanlış gelmeye başlıyor. TED لكن كلما عرفنا أكثر عن التقدم في السن، كلما كانت الصورة أوضح عن أن دورة الهبوط الكاسح غير دقيقة إطلاقا.
    O kadar da kontrol dışı bir düşüş değildi, Çavuşum. Open Subtitles إنها لم تكن سقطة قوية لقد كانت سيطرة على الطاقة
    İstatistiki verileri azaltmak için adamlarımın götlerini o kadar tekmeledikten sonra o geliyor ve bir çırpıda %14 düşüş sağlıyor. Open Subtitles ...كل التأنيب الذي وجّهته لهم من أجل تخفيض أرقامهم ...يأتي هو في النهاية بضربة واحدة ويحقق إنخفاضا بـ 14 بالمائة
    Denizcimizi öldürüp, kısa bir düşüş yaptırmış. Open Subtitles قتلت جندي البحرية، مسببة له سقوطاً صغيراً بالحبل.
    Bir bakıma bu düşüş iyi oldu zira görüntülerde belki de çok geç olana kadar fark edemeyeceğimiz bir şey ortaya çıktı. Open Subtitles ولكن على الجانب الآخر، فقد تكون هذه السقطة لحسن حظه.. لأن الفحص قد أظهر شيئاً لم نكن لنلاحظه حتى فوات الأوان.
    Ancak şimdi kış dönemine girerken düşüş göstermesini bekliyoruz. Open Subtitles خلال الربع الأخير ولكن نحن نتوقع أن يهبط وقت دخولنا إلى الشتاء
    Yani, Ted Cummings acil servise kötü bir düşüş yaşadığını söylemiş. Open Subtitles تم إدخال "تيد كامينغز" قسم الطوارئ سمعت أنه تعرض لسقوط أليم
    İlginçtir, ben de ne kadar düşüş yaşadığımızı düşündüm. Open Subtitles -هل تعلم؟ ذلك مضحك لقد كنت أفكر بهذا الصباح عن مدى سقوطنا وسقوط شركتنا
    Ani bir artış, düşüş, alışılmışın dışında herhangi bir şey. Open Subtitles طفرات ، انخفاضات ، أي شيء خارج المألوف
    - Yarın Noel. Ondan sonra işlerde belli bir düşüş bekliyor olabilirler. Open Subtitles حسناً غداً الكريسماس لابد شخص ما يتوقع إنحدار في الوضع بعد ذلك

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus