"düşüşünü" - Traduction Turc en Arabe

• سقوط
• سقوطه
• للسقوط
• سقوطهم
• سقوطها

Chapungu'nun kanatları, vinçle birlikte, Cecil John Rhodes'un düşüşünü duyururcasına yükseldi.
أجنحة تشابونغو، جنبا إلى جنب مع الرافعة، ارتفعت لتعلن سقوط سيسيل جون رودس.

Diktatörlerin düşüşünü ve kimilerinin dayanmasını gördük.
شهدنا سقوط عددٍ من الديكتاتوريين، بينما حاول الغير أن يتشبث بمكانه.

Kusura bakmayın, efendim, beş yaşımdan beri kürenin düşüşünü izlerim ve en sevdiğim aile anılarından biridir.
مع إحترامي سيّدي، كنت أشاهد حدث سقوط الكرة منذ عمر الخامسة. وهو واحد من أفضل الذكريات بعائلتي.

O yüzden düşüşünü yavaşlatacak bir kadından yardım almaya gitti.
لذلك ، هو عاد للمرأة يستطيع الإعتماد عليها لتصحيح سقوطه

Polis, Mark'ın korkusunun düşüşünü kışkırttığını sanıyor.
الشرطة تعتقد أن خوف مارك دفعه للسقوط

Ve onların düşüşünü olacak.
وسيكون سبب سقوطهم

Yeni yıl gecesini topun düşüşünü bekleyerek geçirebilirdik. Evrenimizin tamamı sıcak ve yoğun bir hâldeydi
كان بإمكاننا أن نقضي عشية رأس السنة بانتظار سقوط الكرة

Teşekkürler ama kızımla topun düşüşünü izlemek için zamanında evde olmayı umuyordum.
شكراً، لكني آمل الرجوع إلى المنزل لمشاهدة سقوط الكرة مع ابنتي

Kara Peri'nin düşüşünü... herkesten çok senin görmek istediğini sanıyordum.
خلتك سترغب برؤية سقوط الحوريّة السوداء أكثر مِن الجميع

Kardeşlerimle durup, Lucifer'in düşüşünü seyrettik.
وقفت مع اخوتي و شاهدنا سقوط ابليس

Kürenin düşüşünü düşünüyordum ve nasıl birlikte izlediğimizi.
كنتُ أفكّر بشأن سقوط الكرة... وكيف كان ذلك هاماً بالنسبة لنا.

Kürenin düşüşünü birlikte izlemiştik. Hatırladın mı?
حين شاهدنا معاً سقوط الكرة، أتذكرين؟

Milattan önce 1620 yılında, Minos uygarlığının düşüşünü tetikleyen facianın gerçekleştiği yer burasıydı.
في عام 1620 قبل الميلاد ، كان الإعداد لكارثة تسببت في "سقوط الحضارة "المينونية

Çünkü seninle beraber evde kalıp topun düşüşünü izlemek bir gelenek hâline geldi.
لأنه ... أشبه بالتقليد بقاؤنا بالمنزل، ومشاهدة سقوط الكرة

Tori Spelling'in Benihana'da düşüşünü Lifetime filmi yapmalılar.
يجب أن يصنعوا فيلم أحداث واقعية عن سقوط "توري سبيلينغ" في مطعم "بينيهانا".

Ne derseniz deyin ama kendi düşüşünü seçmek izin veriyorum.
- نسميها ما سوف، ولكن أنا السماح لك اختيار سقوط الخاصة بك.

Bilirsiniz, ipten atladığında, düşüşünü hafifletmek için ellerini kullanmış.
أعتقدت أنه أستخدم يده ليوازن سقوطه عندما سقط من الحبل

düşüşünü yumuşamak için masanın orada olması iyi oldu.
أوه. من الجيد وجوت تلك الطاولة هناك لايقاف سقوطه.

Yani burada vuruldu, içgüdüsel olarak yarasına uzandı ve düşüşünü hafifletmek için piyanoya tutundu.
اذا فقد تم اطلاق النار عليه هنا مد يده لجرحه بشكل غريزى ثم حاول الامساك بالبيانو ليمنع سقوطه

It benim artıştır. Bu onların düşüşünü olacaktır.
إن نهوضي هو ما سيكون سقوطهم.

Polyester toplarından bir davul, 10 metre derinliğinde, düşüşünü frenliyor.
برميل من كرات البوليستيرين بعمق ثلاثين قدمًا يوقّف سقوطها