"düşüncelerle" - Traduction Turc en Arabe

• الأفكار
• بالأفكار
• بأفكار

Motivasyon konuşmaları ve olumlu düşüncelerle geçirdiğimiz 30 yıl vardı.
كانت لدينا ثلاثون سنة من الخطب التحفيزية وبيع الأفكار الإيجابية.

Bu düşüncelerle ben de boğuşuyorum. Aklına iyi bir fikir geliyor mu?
كنت أنازع بعضًا من تلك الأفكار أيضًا ألديك أيّة أفكار حسنة ؟

Aynı şeyi bu sefer zehirli düşüncelerle yapıyoruz.
نقوم بذلك مرة أخرى عن طريق الأفكار القاتلة.

Merak etme. Ben düşüncelerle ilgilenirim. Sen de baban ile ilgilen.
لا تقلق سأعتنى بالأفكار و تعتنى أنت بأبويك.

Bu müzakerelere ağzımızdan çıkacak hoş sözlerle ve beynimizde dolup taşan karanlık düşüncelerle başlıyoruz.
نحن ندخل هذه المفاوضات بأفواهنا المليئة بالعبارات الرفيعة ورؤوسنا تغلي بالأفكار المظلمة

Kafası çok ağır, düşüncelerle dolu, o yüzden başının üzerine düşmüş ve bedeni ise tıpkı bir bitki gibi büyümüş.
رأسه ثقيل جدا، مليء بأفكار ثقيلة، لدرجة أنه يسقط نوعا ما في قبعته، وجسده قد نبت منه وكأنه نبتة.

Bu mutlu düşüncelerle asil prensimizi yalnız bırakalım.
تعال يا عزيزي لنترك أميرنا النبيل مع هذه الأفكار السعيدة

Madison, bu yabancı gezegendeki sis başımı tuhaf düşüncelerle dolduruyor.
كرومان ماديسون ضباب الكوكب الغريب يملأ رأسى بهذه الأفكار

Bizler fikirler ve düşüncelerle mekana nüfuz etmek için buradayız.
إننا هنا لنتخلل الفضاء.. بإدراكاتو كتلمن الأفكار.

Bu karakteri birlikte inşa etmenin bir yolu var, bazı düşüncelerle onu kendinize yakınlaştırmak.
هناك مجال لأن نبني الشخصية معا لجعلها أقرب إليك مع بعض الأفكار

Ve tüm bu düşüncelerle zihnimi çelenin kim olduğunu öğrenmek istedi.
و أراد أن يعلم من وضع كل تلك الأفكار برأسي

Burayı ve kafamı kötü düşüncelerle dolduran karışıklığı temizlemeye karar verdim.
لقد قررت تنضيف المكان وهذه الفوضى التى كانت تبعث الأفكار السيئة بعقلى

Doğru olsaydı, asla bu düşüncelerle hareket etmezdin.
و حتّى و لو كان صحيحاً لما تصرفت بتلك الأفكار

Kutlamanın böyle karanlık düşüncelerle lekelenmesini istemem.
لا أريد أن أفسد الاحتفال بمثل هذه الأفكار المظلمة

Onları meşgul edebilmek için planlı düşüncelerle bir labirent kurmalısın.
عليك فحسب خلق متاهة من الأفكار المُصمّمة، وإبقاؤها مشغولة.

Genel kabul görmüş düşüncelerle kendi yöntemiyle mücadele etmede ve bilinmeze olan yolculukta Galileo gibiydi.
وفي طريقه الخاص، كان مثل جاليليو مستعداً لتحدي الأفكار السائدة والسفر عبر المجهول

Kafası başka düşüncelerle çok karışmış. Emin olamıyorum.
عقله مليء بالأفكار المشوشة، لا يمكنني أنّ أجزم لكَ بذلك.

Bir mezarın başında durmuş, kara düşüncelerle, ağır başlı...
تقف علىى قبر ورأسك مثقلة بالأفكار السوداء

Diğer insanların zihinlerini düşüncelerle zehirlediğinde ne oluyor görüyor musun?
أترى ما يحدث عندما تسممّ عقول الآخرين بالأفكار ؟

Ve 4. sınıflar kafalarını böyle düşüncelerle doldurmamalıdır.
وطلاب الفصل الرابع ليس من المفترض عليهم أن يملؤا ادمغدتهم بأفكار غريبة

Ecnebi, aklının uyumasına engel olan düşüncelerle dolu olduğunu iddia ediyor.
الأجنبي يدعّي أن عقله كان مشغولاً بأفكار عوقته عن النوم

ahlaksız düşüncelerle... dolu bir aklı, gerçeği saptırarak saklamaya çalışmak.
و ان يملئوا العقول بأفكار غير مقدسة