Günlük yaşantımızdan kaçmamızın en büyük sorunu sonunda probleme geri döneceğimizdir. düşündüğünüzde, | TED | والمشكلة في الهروب من حياتك اليومية أنه يجب عليك العودة في نهاية المطاف. فأنت عندما تفكر في ذلك، |
Yani bir dahaki sefere bir araç hakkında düşündüğünüzde, umarım bizim gibi yeni bir şey hakkında düşünürsünüz. | TED | لذلك في المرة القادمة عندما تفكر في مركبة، وآمل، مثلنا، أن تفكر عن شيء جديد. |
Bu problemi düşündüğünüzde, ne kadar büyük bir yükümlülük. Bilirsiniz, nereden başlıyorsunuz? | TED | فحين تفكر في هذه المشكلة أي جهود ضخمة. تعلمون، أين تبدأ؟ |
Güvenliğinizin tehlike altında kaldığını düşündüğünüzde, güvendiğiniz içgüdüleriniz buna değer. | Open Subtitles | عندما تعتقد بأنك تُثير الشبهات من الأفضل أن تثق بحدسك |
Bugün gelecek hakkında düşündüğünüzde, 2050 yılından ilerisini düşünmüyorsunuz. | TED | عندما تفكّر في المستقبل هذه الأيام، لا تتجاوز العام 2050. |
Bunu bu şekilde düşündüğünüzde bütün duvarlar yıkılır. | TED | إذًا عندما تفكرون بالأمر، عند هذه النقطة، تنهار جميع الجدران. |
Bunu düşündüğünüzde, Web'de tarama yapmakla kısıtlanıyoruz, URL'leri hatırlamak, favorileri kaydetmek. | TED | حين تفكرون في الأمر، فنحن مقيدون جدا في تصفحنا للشبكة تذكر الروابط، وحفظ المواقع |
Bir şehrin inanılmaz bir hızla büyüdüğünü düşündüğünüzde, turbo-şehirleşme dediğimde Karaçi'yi düşünün. | TED | عندما تفكر في التوسع الهائل لهذه المدن، وتفكر في التمدن الصاروخي، فكروا بكاراتشي. |
Bir balık sürüsü düşündüğünüzde veya bir sığırcık sürüsü düşündüğünüzde bu gerçekten değişik bir zekâ türü gibi geliyor. | TED | عندما تفكر بمدرسة السمك أو عندما أفكر بسرب من طيور الزرزور ذلك يبدو كأنه ذكاء مختلف للغاية |
Gelecek için bu gidişatı düşündüğünüzde ne çıkıyor? | TED | ومن ثم ماذا يحدث عندما تفكر في هذا المسار للمستقبل؟ |
Başka bir şekilde düşündüğünüzde, eğer Dünya insanların yaşadığı tek yerse aslında evrendeki en az yalnız yerdir. | TED | عندما تفكر بها بطريقة أخرى، إذا كانت الأرض المكان الوحيد الذي يعيش فيه البشر، فهي في الواقع أقل مكان وحيد في الكون. |
Ve gıdadaki küresel ticaretin yüzde 80'inin sadece beş çok uluslu şirket tarafından kontrol edildiğini düşündüğünüzde, ortaya korkunç bir tablo çıkıyor. | TED | و عندما تفكر في أن 80 بالمئة من التجارة العالمية بالغذاء الآن هي في يد خمس شركات عالمية فقط , إنها صورة مُحبطة. |
Onun Gorbachev'a duvarı yıkmasını söyleyişini düşündüğünüzde tüyleriniz diken diken oluyor. | TED | تحصل على صرخة الرعب عندما تفكر به يخبر السيد قورباتشيف لإسقاط حائطه. |
Onların geleceğini düşündüğünüzde, onlara ve dünyaya ne mesajlar vermek istersiniz? | TED | أقصد، وأنت تفكر في مستقبلهما، ما الرسالة التي توجهها لهما وما الرسالة التي توجهها للعالم؟ |
Bunun sonuçlarını düşündüğünüzde, eğer bu periyodik olarak meydana gelen, doğal ve olağan yok oluşlara inanıyorsanız, türümüzü değiştirmek ahlaki bir zorunluluk oluyor. | TED | وبينما تفكر في عواقب هذا، إذا كنت تعتقد أن الانقراضات أمر طبيعي وشائع وعادي ويحدث بشكل دوري، سيصبح من الضرورة الأخلاقية تنويع أنواعنا. |
Ne zaman bundan kötüsü olamaz diye düşündüğünüzde kader öyle olmadığını gösterecektir. | Open Subtitles | وفقط عندما تعتقد ان الامور لا يمكن ان تكون اسوأ يريك القدر ان هناك مشاكل اكبر مما لديك الآن |
düşündüğünüzde, birilerini kurtarmak için ölüyordu. | Open Subtitles | عندما تفكّر في الموضوع هو بالتأكيد كان سيموت لينقذ شخص ما |
düşündüğünüzde, kategoriler yerine algıları kullanmayı söylemek kolay. | TED | عندما تفكرون في ذلك. إستخدام الإدراك الحسي بدلًا من التصنيفات هو قول أسهل بكثير من الفعل. |
Doğalgaz da benzer bir konu. Doğalgaz da biyolojik bir ürün. Ve doğalgazı düşündüğünüzde, şey, gazı biliyorsunuz. İşte kömürü çıkarmanın farklı bir yolu. | TED | ومعضلة الغاز مشابهه لذلك. الغاز هو ايضا منتج طاقة حيوية. وحين تفكرون في الغاز، حسنا، أنتم مطلعون على الغاز. وهنا طريقة مختلفة لاستخراج الفحم. |