Powers'ın uçağını düşürmek için bir füze yetmişti. | Open Subtitles | صاروخًا واحدًا كان كافيًا لإسقاط طائرة باورز |
Bize fitneci dediler, hükümeti düşürmek için gizlice çalışıyormuşuz. | Open Subtitles | دعونا بالمشاغبون الذين يعملون سرا لإسقاط الحكومة |
Çin Birliği Japonya'da rüşvetçi yönetimi düşürmek için hazırlanıyor. | Open Subtitles | التحالف الصيني نُصبَ في اليابان لإسقاط هذه الحكومة الفاسدة |
Diğer ortaklarımla bu konuyu görüştüm ve zararı minimuma düşürmek için en iyisinin yolları ayırmak olduğu kararını aldık. | Open Subtitles | وناقشت الأمر مع شركاء آخرين وقرّرنا أن أفضل طريقة للحد من الأضرار هي أن يذهب كلّ في طريقه |
Ama cezayı düşürmek için elimizden gelenin en iyisini yaptık. | Open Subtitles | نحن أيضا سنبذل جهدنا للحد من التكاليف |
Kardeşimle bizi birbirimize düşürmek için harcadığım tüm bu vakitle enerji yok mu? | Open Subtitles | أتعلم، كلّ الوقت والطاقة الذان حاولت بهما إيقاع الضغينة بيني وبين أخي... |
Açıkçası Sayın Yargıç, kefalet miktarını düşürmek için bir talepte bulundum... | Open Subtitles | في الحقيقة يا سيادة القاضي لقد رفعت اقتراحاً لتخفيض كمية الكفالة |
Göğsündeki basıncı düşürmek için thoracotomy uygula. | Open Subtitles | أنت يجب أن تفتح فى الصدر لتخفيف الضغط عليه |
30 yıldır, Parti'yi düşürmek için uğraştım. | Open Subtitles | لثلاثين عاما خططت لإسقاط الحزب |
Helikopterleri düşürmek için. | Open Subtitles | لإسقاط المروحيات |
Geneva suçlamayı düşürmek için hazırdı. | Open Subtitles | كان جنيف مستعدة لإسقاط تهمة. |
Charlie dedi ki, Tom'un karısı davayı düşürmek için yalvarmış. | Open Subtitles | أخبرني (شارلي) أن ... زوجة (توم) كانت عنده تتوسل لإسقاط التهم ... |
Dağlık bölgelerde Ml-24 Hind helikopterlerini düşürmek için İsviçre yapımı Oerlikon uçaksavar kullanıyordunuz, değil mi? | Open Subtitles | الآن، يصنع السويسريين (أورليكون إس تي إي) مدفع مضاد للطائرات ويمكن أن يستعمل لإسقاط مروحيات (إم إل 24) المسلحة في الجبال، صحيح؟ |
Hesaplar devlet tarafından yönetilecek, enflasyon maliyetini düşürmek için yıllık %2 garantili bir faiz oranında büyüyecek ve çocuk, borçlanmadan üniversite eğitimini karşılamak, ev satın almak için peşinat ödemek ya da bir iş kurmak için gereken miktarı karşılamak gibi kişinin büyümesini sağlayan faaliyetler için yetişkinliğe ulaştığında kullanacaktır. | TED | الحسابات سيتم تسييرها حكوميا، وستنمو وفق معدل سنوي مضمون بنسبة اثنين بالمئة سنويا للحد من تكلفة التضخم، وتستعمل عندما يصبح الطفل بالغا لبعض أنشطة تعزيز المدخرات، مثل تمويل تعليم جامعي بدون ديون، دفعة أولى لشراء منزل، أو بذور أساسية لبداية مشروع. |
Sizi küçük düşürmek için yapıyorlar. | Open Subtitles | انها خطة للحد من قدرك |
Endüstrileşmiş dünyada, gayet cömert ve özellikle bu ön ödeme fiyatlarını düşürmek için tasarlanmış sübvansiyonlarımız var. | TED | ففي الدول الصناعية، نحصل على الكثير من الدعم المخصص لتخفيض هذه التكاليف الأولية. |
Ben hastane yatağımda uzanırken bunu bir başkasına yapma ihtimallerini düşürmek için planımı yaptım, sistemi olduğu gibi kullanarak ve mahremiyetimi feda ederek. | TED | لذلك عندما كنت مستلقيةً في فِراش المشفى، فكّرت بخّطةٍ لتخفيف احتمال تكرارهم نفس الأمر مع شخصٍ اّخر من خلال ردّ ما فعلوه بنفس الطريقة، مع دفع الثّمن الذي هو التضحية بخصوصيّتي. |