Astronomlar hızlıca Dünya'ya doğru gelen bir gezegen öngördüler. | Open Subtitles | فلكيّوهم تنبئوا أن كوكبا يتجه نحو الأرض على مرمى الاصطدام |
Güneş'in bir saniyedeki tüm ışıldamasının yaklaşık %10'una eşdeğer bir enerji Dünya'ya doğru serbest bırakılır. | Open Subtitles | فإن طاقة تعادل عشرة بالمئة من إجمالي إضاءة الشمس لثانية يتم إطلاقها نحو الأرض |
Çünkü bazen, Güneş bir koronal kütle atımı ateşler direkt olarak Dünya'ya doğru. | Open Subtitles | لأنه أحيانًا تُطلق الشمس الانبعاث نحو الأرض مباشرة |
Gerekçesini ise, arka planı göremiyorsan top ve tüyün Dünya'ya doğru ivme kazandığını bilmenin imkânı yok diye açıklamış. | Open Subtitles | وعلل ذلك إذا كنت لاتستطيع أن ترى الخلفية، لا توجد هناك وسيلة لمعرفة ان الكرة والريش يُسرع بهم نحو الأرض. |
Aslında Dünya'ya doğru düşüyorsunuz. | TED | في الواقع فإنك تهبط نحو الأرض. |
Dünya'ya doğru gelenleri tespit etmeliyiz. | Open Subtitles | ونحدّد إن كانت تتّجه نحو الأرض |
Şu anda filolarının üçte ikisi Dünya'ya doğru ilerliyor. | Open Subtitles | والآن ثلثي أسطولهم يتجه نحو الأرض |
Eros kendi başına Dünya'ya doğru ilerliyor. | Open Subtitles | إيروس يتحرك نحو الأرض دون اي تدخل خارجي |
Dünya'ya doğru çekilmeye başlarlar. | TED | يبدأون بالانجذاب نحو الأرض. |
Dünya'ya doğru ilerliyor-- | Open Subtitles | إنه يتسارع نحو الأرض |