Belki de dünyayı kurtarmaya çalışan erkeklere aşık olmayı kesmeliyiz. | Open Subtitles | ربما يجب أن نتوقف عن حب رجالاً تحاول إنقاذ العالم |
dünyayı kurtarmaya ara verebilirsin. | Open Subtitles | باستطاعتك أن ترتاح قليلاً من إنقاذ العالم. |
Ben burada dünyayı kurtarmaya çalışıyorum sende onun kaçmasına mı izin verdin? | Open Subtitles | أنا أحاول إنقاذ العالم وأنتِ تتركينها تخرج؟ |
Annen dünyayı kurtarmaya giderken birden seni buraya bırakmaya karar verdi demek, ha? | Open Subtitles | إذاً وهي في طريقها لإنقاذ العالم قررت أمكِ فجأة أن تترككِ هنا ؟ |
2001'de dünyayı kurtarmaya kararlı, genç ve yeni bir doktordum. | TED | في 2001، كنت طبيبة مبتدئة ولامعة أخطط لإنقاذ العالم. |
Hepsi hastalıkları iyileştiren doktorlar ve dünyayı kurtarmaya çalışan ezik toplum severler. | Open Subtitles | كلهم اطباء مملين , يعالجون الأمراض وبعض المحسنين الضعفاء يحاولوا انقاذ العالم |
dünyayı kurtarmaya ve görevini yerine getirmeye o kadar odaklanmıştı ki... | Open Subtitles | هو كان مزكز جدا على أنقاذ العالم .... ويقوم بواجبه .... |
Er ya da geç buradaki herkes ümitsiz, gidici, bitkisel hayattaki hastaları ve dünyayı kurtarmaya çalışan stajyerleri umursamaktan vazgeçer. | Open Subtitles | يتوقف عن الاهتمام بمرضى الغيبوبة ميّتي الدماغ والذي لا يُرجى بُرؤهم.. والأطباء المستجدين الذين يريدون إنقاذ العالم.. |
Biliyorum. Sadece dünyayı kurtarmaya çalışıyorsun. Hoşçakal.. | Open Subtitles | أعلم , أنت تحاول إنقاذ العالم و حسب وداعاً |
Adı her neyse dünyayı kurtarmaya ara veriyor. | Open Subtitles | أيّاً كان اسمه سيأخذ وقتاً مستقطعاً من إنقاذ العالم |
Her gün dünyayı kurtarmaya çalışan sen bakemonodan çok daha eğlenceliler. | Open Subtitles | إنهما أكثر مرحاً منك أيها البطل الذي يحاول إنقاذ العالم كل يوم. |
Benim gala geceme gelmek için dünyayı kurtarmaya biraz ara verdi. | Open Subtitles | إنّها تأخذ إجازة من إنقاذ العالم لحضور ليلة الإفتتاح. |
Seni kurtarmanın dünyayı kurtarmaya eşdeğer olduğunu söylememiş miydin? | Open Subtitles | لقد أخبرتني أنَّ إنقاذي لك بمثابة إنقاذ العالم أجمع، ألا تذكر؟ |
Çok özel bir kitabı olan adam onunla dünyayı kurtarmaya çalışıyor. | Open Subtitles | أنا الرجل ذو الكتاب المميز، أنوي إنقاذ العالم به |
Küçülebilen bir enayi olarak etrafta uçuyor dünyayı kurtarmaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | تطير بها كقزم متقلص غريب الأطوار محاولاً إنقاذ العالم |
Tereddüt etmeden HazMat giysinizi giyiyorsunuz ve dünyayı kurtarmaya girişiyorsunuz. | TED | ودون أي تردد، ارتديتم بزتكم الواقية من المواد الخطرة استعداداً لإنقاذ العالم. |
dünyayı kurtarmaya çalıştığın zaman bunu Aydınlık ya da Karanlık taraf için yapıyor olmayacaksın kendin için yapıyor olacaksın. | Open Subtitles | عندما تذهبين لإنقاذ العالم انت لا تفعلين ذلك من اجل النور والظلام انت تفعلين ذلك من اجلك |
Tüm manipülasyon araçlarımı kullanacağımı söyledim. Hile olsun, kazara kalem düşürmek olsun. Bunları size karşı kullanarak dünyayı kurtarmaya karşı da kullanmış oldum. | Open Subtitles | أخبرته أني سأستخدم كل وسائل الخداع و التمويه وكل ما أستخدمته عليكم لإنقاذ العالم |
Halen damla, damla dünyayı kurtarmaya mı çalışıyorsun, yoksa sadece susadın mı? | Open Subtitles | لازلتي تحاولين انقاذ العالم بقطرة ماء وحسب ام انكي عطشى وحسب |
Eskiden dünyayı kurtarmaya çalıştığım için insanları birer birer kurtarmak biraz hayal kırıklığı yaratmıştı. | Open Subtitles | في البداية، حسناً كنت أحاول أنقاذ العالم لمدة طويلة أنقاذ حياة واحدة في وقت واحد .. بدا محبط قليلاً |
Her defasında bir kişiyle ilgilenerek dünyayı kurtarmaya çalışıyordum ama daha büyük bir şeyler yapmam gerekiyor. | Open Subtitles | , أنظري , الحقيقة هي , كنت أحاول أن أنقذ العالم لكنني أنقذ شخصاً واحداً في المرة لكني عنيت لشئ أكبر |
Ne zaman dünyayı kurtarmaya başladığını bilmiyordu. | Open Subtitles | لم تعلم انها عندما رحلت لتنقذ العالم |