| Bizim birbirimizden koptuğunu biliyordun. - Ve bunu düzelttin. | Open Subtitles | كنتُ تعلم أنّنا كنا نبتعد عن بعضنا، وأنت أصلحت الأمر. |
| Dostum, profil sayfasını sen düzelttin. Ne yaptıklarını gördün. | Open Subtitles | رفيقي, لقد أصلحت صفحتها وأنت قد رأيت ماذا فعلوا بها |
| - Daha önce hiç burun düzelttin mi? | Open Subtitles | هل سبق وأن عالجتِ أنف مكسور من قبل ؟ |
| düzelttin demek. | Open Subtitles | انتِ صححتيها ؟ |
| Sen beni düzelttin. | Open Subtitles | أنتِ من عالجتني. |
| düzelttin. | Open Subtitles | -لقد أصلحتها. |
| Yaptığın o sahte kimlikleri topladığındaki gibi mi düzelttin? | Open Subtitles | مثلما أصلحت الأمور بإعادة شراء الهويات المزورة التي صنعتها؟ |
| Onunkini düzelttin, şimdi kendininkini düzelt. | Open Subtitles | وأنت أصلحت خطأها. الآن أصلحي أخطاءك. |
| Düzeltmeyi söylediğim o asansör setini düzelttin mi? | Open Subtitles | هل أصلحت الرافعة التي قلت لك أن تصلحها؟ |
| Çoktan bir çok şeyi düzelttin | Open Subtitles | لقد أصلحت الكثير من الاشياء بالفعل |
| O şeyi düzelttin mi? | Open Subtitles | هل أصلحت ذلك الشيء؟ |
| Katılım kayıtlarını düzelttin mi? Biliyorsun düzelttiğimi. | Open Subtitles | هل أصلحت سجلات الحضور؟ |
| - Daha önce hiç burun düzelttin mi? | Open Subtitles | هل سبق وأن عالجتِ أنف مكسور من قبل ؟ |
| Sanırım aksamamı biraz düzelttin. | Open Subtitles | أظنّكِ عالجتِ عرجي بعض الشيء |
| Sanırım aksamamı biraz düzelttin. | Open Subtitles | أظنّكِ عالجتِ عرجي بعض الشيء |
| Sen beni düzelttin. | Open Subtitles | أنتِ من عالجتني. |
| Bu tahmini yapıyorum çünkü içeri girdiğinden beri çikolata kâsesini iki defa düzelttin ve Dennis bir OKB hastası. | Open Subtitles | وأخمن هذا لأنّك عدلت طبق الشوكولاته مرتين. منذ أن جئت إلى هنا وأدرك أن تعاني من الوسواس القهري. |
| Birini yanlışlıkla düzelttin. | Open Subtitles | لقد أعدت تشكيل أحدهم بشكل غير مقصود |
| İkinci dörtlüğü düzelttin mi? | Open Subtitles | هل أصلحتي بيت الشعر الثاني ؟ |