O da karşılığında bana tırını ve kargosunu verdi. | Open Subtitles | وفي المقابل أعطاني الشاحنه مع كل حمولتها |
Onlar da karşılığında şükredip hamd ettiklerinden emin olarak her bir günü Tanrı'nın kutsal sözlerine göre yaşasınlar. | Open Subtitles | وفي المقابل يشكرونك ويحمدونك ويعيشان كل يوم وفقاً لكلمته المقدسة |
Sen Ed'in ölmesine yardım ettin, o da karşılığında Alissa'yı öldürdü. | Open Subtitles | إذاً ساعدت " إد " على الموت " وفي المقابل يقتل " آليسا |
Öldür, öldür, öldür ve sonra da karşılığında öldürül! | Open Subtitles | أقتُل ثم... أقتُل ثم أقتُل, وفي المقابل تُقتل. |
Biz çocuklarımıza yiyecek, giyecek, barınma imkânı ve ahlaki bir temel sağlarken onlar da karşılığında gelir getiriyorlardı. | TED | كنا نؤمن الغذاء واللباس والمأوى، والقواعد الأخلاقية للأطفال، وبالمقابل كان الأطفال يؤمنون الدخل للأسرة. |
Deden onların bir sulama hendeği yapmalarına yardım etmiş ve onlar da karşılığında koca bir torba yakut vermişler. | Open Subtitles | جدك ساعد في بناء منصة ري لهم وبالمقابل اعطوه حقيبة كبيرة من الجواهر |
Biz Gabe için birşey yaptık ve o da karşılığında bize birşey yapmak için söz verdi. | Open Subtitles | لقد صنعنا معروفاً لأجل (غايب)، وفي المقابل وعدنا بصنع معروف لنا |
Ben ona Adam'ı getirdim o da karşılığında TSG'ye yılda yaklaşık 40 bin dolar bağışladı. | Open Subtitles | أنا أقدم لها آدم، وبالمقابل هي تتبرع بما يقارب 40 ألف كل سنة للجمعية. |
Lilith'in işlerini yapıyorlar ve o da karşılığında ölümsüzlük sözü veriyor. | Open Subtitles | يطيعون (ليليث) وبالمقابل تَعِدهم بالخلود |