Evet, hayatta piyano yarışmasından daha önemli şeyler de var. | Open Subtitles | نعم, هناك أشياء أهم في الحياة من مسابقة بيانو |
Çünkü hakkında düşünmem gereken daha önemli şeyler var, hayatta kalmak gibi. | Open Subtitles | لأنه عندي أشياء أهم لأفكر بها مثل النجاة |
Senin böyle kurgusal detaylara bu kadar takıntılı olman beni çok şaşırttı oysa dünyamızda endişelenecek çok daha önemli şeyler var. | Open Subtitles | يدهشني انشغالك دائما بالتفكير بقصصنا الخيالية بينما توجد أمور أكثر أهمية |
Öldürülen fahişelerden daha önemli şeyler olduğunu anlamıyor musun? | Open Subtitles | أنت و قاتلك اللعين ألا تفهم ؟ هناك أشياء أكثر أهمية |
Şu an, sabah kahvelerini aldığın o tuhaf gazete bayiinin geleceği için endişelenmekten çok daha önemli şeyler var. | Open Subtitles | لدي أمور أهم بكثير لأقلق بشأنها الآن أهم من مصير كشك الجرائد السخيف الذي تشتري منه قهوتك في الصباح |
Düşünmen gereken daha önemli şeyler var. Gel buraya. | Open Subtitles | لديك ما أهو أهم لتحمل همه تعال هنا |
Anladım. daha önemli şeyler çıktı. | Open Subtitles | لدي شي اهم الآن |
Çünkü hakkında düşünmem gereken daha önemli şeyler var, hayatta kalmak gibi. | Open Subtitles | لأنه عندي أشياء أهم لأفكر بها مثل النجاة |
Ama bazen kurallardan daha önemli şeyler vardır. | Open Subtitles | للإدارة العليا, لكن أحياناً هناك أشياء أهم من القوانين |
Endişelenmemiz gereken çok daha önemli şeyler var oğlum. | Open Subtitles | لدينا أمور أكثر أهمية لنقلق بشأنها في هذا الوقت |
İlgilenmen gereken dişimden daha önemli şeyler var sevgili kocacığım. | Open Subtitles | لديك أمور أكثر أهمية ما يدعو للقلق على من أسناني، عزيزي الزوج. |
Dünyada daha önemli şeyler var. | Open Subtitles | هناك أمور أكثر أهمية في الحياة |
Ama geleceğe gittiğinizde gördüğünüz gibi bazen kız kardeşinizi kurtarmaktan daha önemli şeyler vardır. | Open Subtitles | لكن عندما يذهب المرء للمستقبل، يرى هذا عدّة مرّات هنالك أشياء أكثر أهمية من إنقاذ أختكم |
- Evlilkte aşktan daha önemli şeyler vardır. | Open Subtitles | هناك أشياء أكثر أهمية في الزواج من الحب. |
Bunun üzerine düşündükten sonra inkarın gündemimde olmayacağına karar verdim. Düşünmem, yazmam ve araştırmam gereken daha önemli şeyler vardı ve işime baktım. | TED | بعد أن فكرت ملياً بالأمر، قررت بأن إنكار المحرقة لن يكون من اعتباراتي؛ كانت لدي أمور أهم لأقلق وأكتب وأبحث بها، وتابعت قدماً. |
Endişelenmemiz gereken daha önemli şeyler var. | Open Subtitles | اسمع ، لدينا أمور أهم حسناً ؟ لقد أضعنا الوعاء |
Düşünmen gereken daha önemli şeyler var. Gel buraya. | Open Subtitles | لديك ما أهو أهم لتحمل همه تعال هنا |
Anladım. daha önemli şeyler çıktı. | Open Subtitles | لدي شي اهم الآن |
Buraya araba satmaktan çok daha önemli şeyler için geldim. | Open Subtitles | لقد قدمت إلى هنا بسبب ما هو أكثر أهمية عن كوني بائع سيارات |
Vakit kaybı. Onların düşünmeleri gereken daha önemli şeyler var. | Open Subtitles | مضيعة للوقت، لديهما ما هو أهم من ذلك ليشغل بالهما |
Sen ve annenle birlikte olmaktan daha önemli şeyler olduğunu düşünüyordum. | Open Subtitles | ظننت أن ثمة أشياء أكثر اهمية من وجودي بينك وبين أمك |
Bir adamın hayatından daha önemli şeyler var. | Open Subtitles | هنالك أمور أكبر على المحك من مجرد حياة رجل واحد |
Dünyanın haline bakınca, sence endişe edecek daha önemli şeyler yok mu? | Open Subtitles | نظرا لحالة العالم ، ألا تعتقدين أن هناك أمورا هامة أكثر بالنسبة لنا لنقلق بشأنها ؟ |
Hayatta mantıklı olmaktan daha önemli şeyler vardır. | Open Subtitles | هناك اشياء اكثر اهمية في الحياة من مجرد التصرف بعقلانية |
Hayatta daha önemli şeyler olduğunu bilerek büyüyecek. | Open Subtitles | سوف يكبرون وهم يعرفون . ان هنالك اشياء اهم في هذه الحياه |
İlgilenmemiz gereken daha önemli şeyler var. | Open Subtitles | لدينا امور اهم يجب ان نحضرها |
Emirlerime itaat etmekten daha önemli şeyler. | Open Subtitles | بأشياء أكثر أهمية من إطاعة أوامري |